...SIZ
Kurşun atılır sanırdık ama değilmiş,
Siyanür kokması havanın. Hem iklimlerin değil papatyalar açmıyorsa, Bahçelerin suçu. Yanılmışız. Canımın yanmasından mıdır nedir bilmem, Göğün kızıla boyanmış rengi. Ve duvarlarında isli çakmak izleri, Kederli ellerimizin. Sarılmışız. Hatıra defterlerine konu olmuş, Anısı yakarışların. Ceketi omzunda bir külhanbeyinin, Ancak nârâsında uyanır gibi. Sanılmışız. Ah bu kör dövüşü gecenin, Ne vakit aklıma gelse sancırım. Kutup yıldızının gölgesinde, İki aşk sarhoşu. Ayılmışız. Fersahlarca yürümüş yolcu dramı, Kanatsız kuş ve dilsiz yılan. Kırlarda ağustos serinliği, Gün batımına yakın. Ayrılmışız. Adap ve küfür, tövbe ve günah. Şaşmış endazesi terazinin. Bir kefesinde sen, Bir kefesinde ölüm. Kanmışız. Bu acı, sabaha yakın acısı. Yalnız uyumayanların bildiği. Hani bahçelerden erik çalarken, Düşüp bacağını kıran çocuk. Aldanmışız. Hiç de benzemiyor simetrisi yüzünün, Sudaki aksine balıkların. Demek ki avcılar gece avlanır, Ürktüğünü görmemek için ceylanın. Yanmışız. |