Bir damla göz yaşı ve bir tutam şiir
Bin sözün hükmü,
Bir nasihatte saklıydı. Bilmezdim.. Bir damla gözyaşı, Bin musibetten ağırdı. Bilmezdim.. Varlığım ne kadar aciz, Yokluğun ne kadar zalim. Bilmezdim.. Bu kelimeler, ah bu kelimeler. Dudaklarımdan dökülen şu kelimeler, Ne kadar da hafif. Bilmezdim.. Oysa ki değilmiş.. Biraz geç öğrendim. Ben her şeyi aslında biraz geç öğrendim. Yüz on derecenin geniş açı olduğunu sonradan öğrendim. Kelime israfı yapmanın ne kadar gülünç olduğunu, En yakınındaki dostuna güvenmenin en büyük cahillik olduğunu, Aslında insanlara güvenmenin kendi kuyunu kazmaktan farksız olduğunu, Ben acırsıra çok sonradan öğrendim. Ben sevmeyi de sonradan öğrendim. Ve Allah kahretsin sevdiğini kaybetmenin de ne demek olduğunu da sonradan öğrendim. -İnsan öğrendikçe büyüyor. Ama anlamıyorsun işte. Ben öğrendikçe ölüyorum. Benim suçum da değil üstelik, eğitim sistemi yanlış. Ama işte.. Nefes almak zor geliyor insana. -Şu bir tutam et, bir tutam kemik beden insana yük olabiliyor zaman zaman.. Bana bedenim değil bana yaşamak ağır geliyor Rıfat.. Anlatamamak, Susmak, Tahammül etmek, Alışıldığını duymak, Kavuşamamak, Görememek, Dokunamamak, Ve en ağırı da bir kaç damla göz yaşı, Bana çok ağır geliyor. Kendi ayaklarımın altında eziliyorum.. Çaresizce.. Çaresizce!! |