Çıkıp gökkubbeye oradan baksam kendimeŞöyle bir kaç saatliğine de olsa deli deli es esip savurup gelip beni götür rüzgar ve kanadına bindirip uçuran martı yerden bir tüy gibi yükselmek istiyorum yıldızlar ülkesine ve deniz sen engin deniz yıkayıp ellerimi yüzümü ferahlatırsa boydan boya bütün marmara belki kapanır kapanmayan yaralarım yalnız kalıp kocaman bir yatağın serin çarşaflarına atıversem bu tonlarcasına ağır gövdemi bir kaç gün kapatıp perdeleri hiç çıkmasam mı gün yüzüne hiç bir ses olmadan hiç bir his duymadan ve kaskatı soğuk eyy fukara gömleği gibi yıkık viran viran gönül bir an dahi canlanmaz mı kan dolaşmaz mı damarlarında bir ölüyüm ölmesine de bura nere burası neresi nasıl bir yer nasıl bir dünya üstüme üstüme gelsin tüm bulutlar yağsın yağmurlar fırtınalar uçurun beni uçsuz bucaksız vadilerin yemyeşil ovalarına uçurun beni çimdirin dere yataklarında yalnız kalınca kocaman yürüyüşleriyle üstüme üstüme gelen acımasız hayaller ne ki bu patırtı bu gürültü yankı yapıyor sesleriniz delirtiyor beni anıların ayak sesleri katbe kat gömüldüğüm bu rutubetll mahzen bu merdivenler gökkubbeye tırmanan bir merdiven olmalı ah çıkıp bakabilsem oradan kendime ki bir göreyim ben nerdeyim bir kaç saatliğine beni benden alıp götür rüzgar beni kanadına bindirip uçuran mavi martı indirme bir daha yere ki göğün kubbesinde yıldırımlardan o kutsal meryem tacı takılsın başıma sana balık sana deniz alırım sana gök yüzü bağışlarım Yüksel Nimet Apel 5/Ağustos/2016/Cuma/Bodrum |
saygı ile efendim.