ÜZGÜNÜM...
ÜZGÜNÜM...
Üzgünüm,yağmura,güneşe,taşa, Günleri zararsız bitmeyen başa, Yaradan’ın işlerine karışmam haşa, Boş yere yaratılan kula üzgünüm... Elleri yumuktur,ketum, pintidir, Zannedersin alemde boş tikintidir, Sadece verdiği his bir tiksintidir, Haksız yere verilen pula üzgünüm... Yıllarca yürüdüğü yolda izi yok, Garibanın bağrına saplanmış bir ok, Ömrünce doymamış yarı aç ve tok, Servete göre biçilen değere üzgünüm... Nimetti bol olsa da himmete muhtaç, Ekmeğinin hamurunu pişirmez hiç sac, Asla olmaz kullarının dertlerine ilaç, İyilik için kullanılmayan erke üzgünüm... Ne gündüzü belli oluyor nede gecesi, Yoktur çoluk,çocuk ,eş düşüncesi, Bilinmez yılı , ayları ,hafta güncesi, Fani Dünyaya sarılan ele üzgünüm... Şeyhim;Derki sana sorarım Rabbım, Gidecek başka yok dergahım kapım, Sensiz bu Alemde cansız bir sapım, İhtirasla tutulduğumuz mala üzgünüm... Nurettin GÜLBEY Saat : 20.37 03.07.2016 Yalova |