Aşk Ölür
Putlarına gülücükler dağıtan
Etle kemikten örülü Tenine dil süren nefislerin Elbisesiz düşlerine Mahremi şuh eden edep İşte benim katilim Yüzü orta çağ şehirlerinin Vagonsuz istasyonlarında Emanete yük taşıyan hamalların Yorgun yüzlerini kanatıyor Kan ve kir tutuyor Dilaltına yerleşen lahza Ayaklar çıplak Eller sönmüş mumları taşıyor Hal e ne hacet Öldürülen bir yürek için Çok şey söylenebilir elbet Toprak iter Toprak kilitlenir Taş daha yumuşak daha sıcak gelir Kabul değil Ölüm dururken zulüm Haydi, son kez çek beni alnımdan Gördüm göreceğimi Yorgunum, yılgınım Kangren bakışların son isteğim Düşür beni Aşk denilen kelebeğin kanadından... Bilal KARAMAN |