O Bilmez...
Ey Cefası Bile Lutuf Gibi Gelen Yâr’em..
Susuyorum artık kalemim konuşur, ben sende müebbet yemiş bir Biçare-i Geda’yım şimdi.. Konuşmaklar çözüm olmadı yetmedi gönül heybemdeki kupkuru Aşkım..! Güne bakan gibi bekliyorum gelişini.. Kilit vurdum dilime vakit susma vakti beklemeli Gelmesede Yâr’i..! Gündüzler karanlık, geceler ayaz ,kalbimi tokmaklar durur Sevdan..! Acımı? Tatlı gelir sen elinden şekva eylemem, Bilmezdim Yâr elinden ne olsa sefa imis gönle.. Dert olsa koklarım içime çekerim O’ndan derim hasretle....! Ben Seninle öğrendim Susmanın asaletini Yüreği konuşturmanın hicranla buluşturmanın ne denli güzel olduğunu...! Netice-i Kelam; Yâr ile idame ederim günlerim, ben her dem O Yar’e Hasret çicekleri üflerim...O bilmez Ben O’nunla içten içe Hasbihal eylerim sevinse mesrur olur, üzülse kendimden feragat eder dua dua inlerim O Bilmez...! Her gün kapısına Söz yaşlarımı bırakır Gül yerine yüreğimle yüreğinden öperim O bilmez...! ! ! |