DİLRUBA SESLENİŞLER!
KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE [email protected] DİLRUBA SESLENİŞLER! Gönül dünyamdan yükselen sesleri sizinle paylaşmak, Dilruba seslenişlere birlikte kulak verelim istedim. Bizim Eller! Bu ellerde imzamız var, Bu diyarlar, atamdan yadigar! Onun için "biz" kokuyor, Nakış nakış, ilmek ilmek öz kokuyor, Muhabbet güzel, bütün sesler söz kokuyor! Ceddimin ayak sesleri duyulan, Ata yurdu buralar, evladı fatihan. Sakın bigane kalmayın duadan-fatihadan! Ana Yurdum! Doğduğum, büyüdüğüm… Gülüp, oynadığım, Oyuna, sevgiye doymadığım… Puşta puşta bağlarında, Üzümlerinden yediğim, Şarkılar, türküler söylediğim, Çeşit çeşit meyvelerinden tattığım, Gölgesinde uzanıp yattığım, Çiçeklerini kokladığım, Ne var ne yok diye yokladığım, Anayurda uğradım; Toprak kokan evimiz harap olmuş, Kurduğum hayaller serap olmuş! Bağ, bahçe… her yer türap olmuş! Çiçekler açmaz olmuş, Topraklar kokmaz olmuş, Bülbüller ötmez olmuş! Sevgiler, dostluklar… Bir bir beton dolmuş! Hani o komşularımız? Vefakar komşularımız! Pişirdiğinden; Komşu hakkı diye dağıtan Nerde Kalfalar? Kalaycı Ahmet ağa, Nereye gitti Çıpracılar? Senem abla, gıdak nine… Ispanakçılara ne oldu? Solaklar vardı, Detseliler, Borucular yok artık! Gedavet amca öldü mü? Derbentliler nereye gitti? Ana yurda uğradım; Hüzün gördüm, Hasret gördüm, Özlem gördüm! Ana yurda uğradım; Açmayan güller, Küskün bülbüller, Vermeyen eller gödüm! İşte Batı! “Medeniyet” denilen bu mu sizce? Teröre prim vermek mi edepsizce! Kandıramazsın “demokrasi” talanlarıyla, Maval okumasın Batı; “insanlık” yalanlarıyla! Ne zaman bitecek bu terör? Hani nerde huzur? Nerde barış? Yıllar oldu barışa ulaşamadık bir karış! Senin “barış”ın; “petrolü ben içeyim, Para bende olsun, insanların ırzına geçeyim.. Yamyamları yanıma alıp, ülke seçeyim, Simonlara, Salamonlara, altını, gümüşü saçayım, Ne kadar Müslüman varsa hepsinin kanını içeyim.. Ben yöneteyim dünyayı, bana muhtaç olsun insanlar, Kur’an kaldırılsın, baykuşlar ötsün kubbelerde, sussun ezanlar, Camileri kilise yapayım, içine sıra koyayım, çalınsın çanlar! Müslümanlar; yalnız namazlarını kılsın, oruçlarını tutsun, Ne verilirse yesin, “mücadele”yi unutsun! Bir kenarda otursun, etliye, sütlüye karışmasın, Sakın yönetime soyunmasın, ülkelerle yarışmasın! Ülke yönetmek ne kelime, siyasetin “s” sine sapmasın, Osmanlı mı? “o hasta adam” asla bu yolu yapmasın! Bizim en büyük düşmanımız; İslam, Türkler ve Türkiye, Kabul edemeyiz bunu, en büyük idealimiz “Türk”ü ye! İşte batı bu; Özümüzü yitirdiğimiz, Ruhumuzu bitirdiğimiz, İdeallerimizi mezara yatırdığımız! Anne, Rüyama Neden Girmiyorsun? Kaç yıl oldu aramızdan ayrılalı, Bir gün olsun rüyama girmedin! Yüzünü unuttum biliyor musun? O, al al olmuş yanaklarını, Yorulunca belini tutmanı, “oğlum çok yoruldum” demeni, Çocukların için saçını süpürge etmeni, O koskoca bağın, bahçenin içinde, Tek başına, yılmadan çalışmanı… Özledim! Anne, anneciğim, Bana kızgın mısın? Neden özletiyorsun? Biliyor musun, Mezarına geldiğimde; Anne kokusu hissediyorum, Ne güzel şey, anne kokmak, Ne tatlı his; anne olmak! Anne, anneciğim! Yarın anneler günü; Bana ne; anneler gününden, Babalar gününden. Annemin günü bir güne sığmaz ki, Babalara sevgi bir anlık olmaz ki! Anne! Sahi, babam da rüyama girmiyor! O da mı kızgın bana? Ama ben ne yaptım anne? Sen de, babam da rüyama gelmiyor; Ben size hiç karşı gelmedim, Bir gün olsun “öf” bile demedim. Sizin ağlamanıza dayanamazdım, Emrinizden dışarı çıkmazdım. Ne olur anne; Benim, çocuklarımın rüyasına gir; “ben sizin babaannenizim, sizi çok özledim” Deyiver anne. Onlar, babaannelerini çok merak ediyor, Durmadan; “ah babaannemiz olsaydı” diyor. Anne! Sevmiyorum; anneler gününü, Neden seveyim? Yanımda sen yoksun, babam da yok… Sizin olmadığınız gün yere batsın! (28 MAYIS 2016) |