Karlı dağları aşıp geldik Orta Asya’dan,
Sönmez ışık olarak parladı Anadolu’dan.
Cesurca yaşayıp uzak kaldık korkudan.
Biz Türk’üz; Bizi Türk yaratmış yaratan.

Sevgi, saygı, hoşgörü bulunur kabımızda.
Misafire hürmet eksik olmaz soframızda.
Yemeklerin güzel tadı kalır damağımızda.
Bal gibi yemeklerinin tadı var her yanda.

Din, dil, ırk, renk… Farkını gözetmeden,
Ayrım yapmadan yaşadı ataların, deden.
Bu yüzden dünyadaki gönülleri fetheden,
Duydun mu Türk’ün sesi gelir her yerden.

Taa yüreğindedir şanlı zaferlerin öyküsü,
Beraber savaşmışlardı şehirlisi, köylüsü.
Her zaman göklerde dalgalanır başörtüsü.
Gerçekten değişiktir Türk’ün görüntüsü…

Ulu Önder ile canlanıp tekrar kalktı şaha,
Anadolu susuz kalmayarak yeşerdi vaha.
Yolumuz aydınlanıp kavuşmuştu sabaha.
Barışın türkülerini duyar oldu her saha…

Dünyada yine duyulmaya başladı sesimiz.
İlerle bir daha şeytana uymaz ki nefsimiz.
Işıksız kalmayıp hep parlayacak hanemiz.
İleriye doğru, aydınlığa uzanacak elimiz…

Türk olduğumuz için korkmadan övünürüz,
Açılan kutlu dava uğrunda durmaz, yürürüz.
Yolda duran tembelliği ilim- fen ile kürürüz.
Barış için hep koşar vatan uğrunda ölürüz.

Duymaya başladın mı Türk’ün gür sesini?
Birçok ülkeye gitmiş gördün mü ayak izini?
Açmaya başlamış olan taze binlerce filizini.
Dünyada iyiliği, güzelliği tekrar fethedişini.

23.04.2016
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar