gece karanlık gece sisli puslu gece hep ıssızdı başı sonu görünmüyordu yine karanlıktı dibi tıpkı art niyetli bir kadın gibi almıştı kurnaz bir tilki gibi derinliğine beni emiveriyordu kanımın son damlasına kadar hep de dönüyordu içlerinde türlü türlü nice entrikalar
o anda kahırlı bir gönül gördüm haykırışta yanarken kalpsiz gaddar birinin vefasızlığından o gecenin karanlık ruhuna sığınık duruyordu ağlarken önce hiç konduramadım o görkemli bedenine bir çakışlık çakmak gibiydi yılgın ve umutsuz tıpkı oyuncağı alınmış bir çocuk gibi de mutsuz geçmişin hüznünü kucaklamış bir halde sararıp da solmuş vadesi geçmiş bir senet gibi paramparça edilmişti böğrü tüm iyi halimi takındım karşısında selam verirken oysa ki hal ve hâletini sormaktı sadece tek gayem bir el hareketi ile gerisin geri tornistan oldu tüm gayretim
dersimi almamış mıydım böyle birini senelerce sırtlayarak hiç birbirini tutar mı ki bir soysuz tarafından kazıtılmış seviye dedim o anda kör geçmişimle kendi kendime sen onun ne niyetle yaşadığını hiç bilebilir misin ki diye
bu labirent varı hayatın iki yüzlülüğünde hasut bir zihniyetin darbesine maruz kalmış gibi yine de çöküşte karşısına iki kişinin acılarıyla bakıştık yüreğimizin iç yangınlarının eşliğinde vurgun yemişçesine dilimiz tutuldu baktıkça derince gözlerimize vücutlar kasıldı ömür fitnenin gazabına bulaşmış bir kere kırılmıştı tüm duyguları kuru ağaç niyetine o anda kandırılmışlığın süzgecinden geçtik ikimiz birlikte yüreğinin ısısında gördüm kendimi yine mertine kalbimle baş başa kaldım derdim çakışınca derdine
geçmişimden kala o acıyan kötü huyumun eşliğin de ruhiyatına derman olmak geçti bir anda içimden kanım da mı yine ısınmıştı ne gözünden akan yaşlara acıyan bir bakraç olurken bir his duydum göğsümden ılıkça içinden içime aka yalvaran ışıkları çakarken gözlerinden gözlerime o ölümü hissetmiş yüreğin de ölmüşlüğüm dirili verdi birden halim ortada ben ondan bin bir kez beteriken şimdi ben ona mı sığınmıştım ne acımtırak halim ilen
ben değil miydim az evvel kahrından omuzu çökük yürüyen mermi çekirdekleri çok dolaşmıştı oysa beynimde Allah’tan korkan gönlüm olmamıştı bana alet günahkar bir bedeni huzuruna çıkartmamıştı parmaklarım Allah’a havale etmemiş miydi yüreğim tüm nankörlükleri oysa şimdi de kanma malıydım yüreğimin yufka’lığına bedenimin boyunca da aksaydı o yalancı göz yaşları aptal ıslatan o yağmura yine ben tutulma malıydım herkesi kendi öz kaderinin akışının içinde bırakmalıydım z i r a ancak o zaman acımam acınacak hale düşmemin hiç olamazdı sebebi
an geçtikçe bir gönül daha bulaşıyordu yine içinden içime o yalvaran gözleri daha önce de ben görmemiş miydim sinsi bir ıssızlık vardı yine bu karanlık gecede belli ki yeni bir imdada daha yakalanmıştım sonra bir çocuksu hal içinde ellerini umutsuzca uzatırken yakalandı ellerime geçmişin ölüsü siliniyordu tek tek beynimden hisler geri dönmüyordu hayret önündekinden zaman daralıyordu gittikçe nefesimizin ılık derinliğinde
hüzün kovulmuştu o bedbaht gözler ışıldarken al benlisi çökmüştü birden bire yüreğime veya acizliğin prangasına yakalanmıştık biz öylesine avuçlarıma konan elin sarılışı idi içimin içini dolduran o anda ortada sahipsiz kalmış o baş usulca kayıverdi tümüyle çaresiz mülteciliği ile omuzlarıma oysa ki tıpkı böyle bir baş girmemiş miydi tüm zehriyle kanıma o anda zaruret içinde yine acır oldum özümün kaderinin ahvaline…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
-Oysa ki hal ve hâletini sormaktı tek gayem… şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
-Oysa ki hal ve hâletini sormaktı tek gayem… şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Uzun soluklu öykü tadında, anlatımı akıcı güzel bir şiir okudum mahir kaleminizden. Emeğinize, yüreğinize sağlık AZAP hocam, kutlarım. Selam ve saygılarımla...
tıpkı oyuncağı alınmış bir çocuk gibi de mutsuz geçmişin hüznünü kucaklamış bir halde sararıp da solmuş vadesi geçmiş bir senet gibi paramparça edilmiş
dersimi almamış mıydım böyle birini senelerce sırtlayarak hiç birbirini tutar mı ki bir soysuz tarafından kazıtılmış seviye dedim o anda kör geçmişimle kendi kendime sen onun ne niyetle yaşadığını hiç bilebilir misin ki diye ..hocam harika bir eser daha okudum mahir kaleminizden...saygıalrımla..
tıpkı oyuncağı alınmış bir çocuk gibi de mutsuz geçmişin hüznünü kucaklamış bir halde sararıp da solmuş vadesi geçmiş bir senet gibi paramparça edilmiş
geçmişimden kala o acıyan kötü huyumun eşliğin de ruhiyatına derman olmak geçti bir anda içimden kanım da mı yine ısınmıştı ne gözünden akan yaşlara acıyan bir bakraç olurken bir his duydum göğsümden ılıkça içinden içime aka yalvaran ışıkları çakarken gözlerinden gözlerime o ölümü hissetmiş yüreğin de ölmüşlüğüm dirili verdi birden halim ortada ben ondan bin bir kez beteriken şimdi ben ona mı sığınmıştım ne acımtırak halim ilen
HARİKA DİZELER OLMUŞ TEBRİK EDİYORUM SELAMLAR...........
Geceler sinsidir güne kıyasla, lakin masumane aşklarda gecenin gizeminde yaşanır yalnız ve kimsesiz... Derinlemesine manası çok düşünülmesi gereken bir şiir, gönlünüze bereket hocam...
gece tüm haşyetiyle günü boğduğunda bütün dertler insanı ezer sanki gün boyu bir acısı yoktuda gece olunca tüm çıplaklığıyla ortaya çıkar dahabir acı verir kanatır tüm yaraları sabah olmaz insanın ruhunda canı çıkacakmış gibi olur sırtlamaya çalışırda olmaz ustad belki bir şiire yada bir kaç damla göz yaşıyla akıtmak ister ömrünün olumsuzluklarını..selam dua ile yine kaleminizden inciler dökülmüş..selam dua ile