FINDIK YEŞİLİKim dedi sana,küçük kız yüzündeki fındık tozunu elindeki fındık yeşilini hırçın dalgaların dövdüğü dağları bırak da yaban ellere düş Sana kim dedi,küçük adam çizmeler kara üzümleri ezip kızıla döndürmeden çocukluğunun bağlarından Phıladelphıa bağlarından bir çiltim üzüm koparmadan,ayrıl Sorular zamanında sorulmalıydı artık çok geç tam mevsiminde olsak da havalar alabık! Çoğaltmadan dolunay arka sokakların karanlığını çıkalım artık küçükler yukarı,salı pazarına yavaş, yavaş kaldırım taşlarını sayıp ad koyarak her birine gölgelerimiz yarışırken lâ lâ lâ |