Gürültü EtmeyinYıllar… Öncesi bir zamandı İlkokul çağları unutulmazdı Hatice öğretmen Oğuzu çağırdı Hemen bir sandalye getir diye bağırdı Oğuz ve arkadaşlar o gür ses karşısında şaşırdı Oğuz başını öne eğip peki, öğretmenim diye sınıftan çıktı Oğuz gariban ve kimsesiz bir çocuktu, perişanlığı öne çıkıyordu En çok şefkat ve hamiyete ihtiyacı varken nedense ondan esirgeniyordu Oğuz biraz sonra sandalyeyi getirdi ve öğretmen geç otur yerine diye gönderdi Hatice öğretmen sandalyeyi önüne koydu ve geriye yaslanarak çoraplarını çıkartıp, pencere kenarındaki çantasını istedi Çantasından tırnak makasını alarak uzattığı ayaklarının tırnaklarını kesti ve çocuklar gürültü etmeyin, gebertirim sizi diye ihtar etti Saygı ve nezakete, edep ve irfana bu kadar açken, masumiyet karşısında ki hırçın ve acımasız kurallarına tahammül etmeliydik Mustafa Cilasun |