son ve baş
Ali Ağaoğluna ; İmrenme gönül
Yaradan kulum, diyorsa eğer Saray a , Yalıya meyletme gönül ‘Demesi kolay, uygulaması zor’ erenler Karun’a imrenen , Kavm-i Musalar Ahmed-i Mustafayı öven ,İsalar Mal, mülk, makama; İllaki zaaflar Bu derde derman, var mı erenler Hangi güzeli görsem, zaaflar coşar Mevki, makam, mala ,mülke koşar İki metre kefenle, bu kul ;Nasıl yaşar Bir avuç toprakla, göz doyar mı erenler İsyan etmez mi; Biri yer ,biri bakarsa Yemeyenler silkinip , ayağa kalkarsa Tebdili Muratların eğer ‘dördü-de’ varsa ‘Buyurun cenaze namazına’ denir erenler Her kulun bir sonu ,Birde başı var sürecek devranı, akıtacak yaşı var ümmet-i Muhammedin ne çileli başı var Müslüman, Müslüman-ı ;Kandırır erenler şiirin ismi ’son ve baş’ niye derseniz başa imrenmez-siniz;sonu görürseniz hepsi nefis hastalığı eğer bilirseniz Rahmeti Rahman yaraları dindirir erenler Yarsuadım; Gönlüm halimi azarladı Nefis horozlandı ,çıkar pazarlandı Ruhum ‘Bez-mi alaya’ yalvarıp kederlendi ‘Hüseyinler Kerbelada ölmesin’ diye erenler |