Ahmet Amca...
Elleri nasır tutmuş.
Dilinde acı bir türkü. Güneş kavurmuş yüzünü. Tarlada iş varsa şayet, Ocakta aş var. Ya olmasaydı, Halimize şükür diyor, Kasketinin altından; Yanmış yüzünde, Yemyeşil gòzleriyle bakan ahmet amca.. El açmamış, Boyun bükmemiş. Yaz sıcak, Kış soğuk dememiş. Hiç özgürlük bilmemiş; Davam yok benim, Herkes kardeşim deyip. Buğdayını bölüşmüş komşusuyla. Emeğini,gücünü koymuş Ekmek davasına. Çocuklarına nasihati olmuş, Dürüslükten yana ne varsa. Helal kazan, Helal ye demiş evlatlarına. Hanım yakar bahçeye fırını, Atar ekmek somunlarını. Mis kokar köy. Çocuklar,kızlar; Kadınlar toplanır, Rengarenk çiçekli bahçeye der ahmet amca. İşte mutluluğun; Resmide bu tablosuda bu. Yok buralarda ayrı gayrı. Zenginide biziz fukarasıda. Bugün güldümü yüzümüz. Başımızda sağmı direğimiz. Düğünde bizim, Bayram da der ahmet amca... |