Parmak uçlarında karanfillerHasta ziyareti kadar kısa bir andın vazodaki çiçeklerin suyu yarılanmışken bir el dokunuyordu ki elime kağıt peçeteler gibiydi ellerin ellerin gibi ak pak örtüler buram buram lavanta pencerenin önündeki iğde ağacının kokusuyla ilaç kokuları arasında perhiz dinlemiyor baharatlı kelimeler cümleyi yakıp kavuraraktan ecza kokusuyla birlikte odanın dört bir çevresinde sinsice dolanan gölgeler tam da dudağında bir ara bir sözcük sıkışıp kalmışken açılan kapılarda ayna tutulmuş mekanlar ince narin serin ellerin parmak uçlarında mimozalar ten üstü birer leke klorofil engelliyor tek heceli kelimeler cümleyi cümlesinin kazan kaldırdığı imla tutkuların asaişe takındığı tavır ve tutkulu oyunlar kurarken gözlerin davetkar ahşap köşkler kadar eskitilmiş karışık bir yemek tarifi gibiyse de tadımlıktı bakışların değişik tadlarcasına yanıp sönen yıldızlar ve örtüsüne dolanan bulutumsu gökyüzü karmakarışık duygular seli silme dedimse de ayrılıklar inceltiyormuş meğer sürtüşmeleri karanlığa gömülürken oda aydınlığa özrüyle parmak uçlarında karanfiller ince narin serin ellerin kağıt peçeteler gibiydi yüzünün örtüsü Yüksel Nimet Apel Şiirimin güne yakıştığını düşünen yönetim ve üyelerine, tebrik eden arkadaşlarıma kalpten teşekkür ediyorum |
Tebrik ederim
Saygı ve selam ile.