(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kendine Uğrayamamak şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kendine Uğrayamamak şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Öğrenilmiş kendinsizlik gibi bir tanımlama yapmak geldi içimden .Toplumun öz değerlerini belirleyen bireysel tutumdan kaynaklı farmakolojik bir olgu bence.Önce aile, sonra yaşanılan çevre, insanlar ...kabullenme, kendini ispatlama isteği, sevme, sevilme, kıskançlık, özgüven eksikliği ve daha sayamayacağım pek çok maddi ve manevi olgular bütünü. Bu kimi zaman bilinçli, kimi zaman bilinçsiz insan olmanın verdiği doğal yapıdan kaynaklı .
O kadar çok bölünüyoruz ki. Bölüne bölüne çoğala binlerce benlerin birinden kalanımıza baktığımızda ya da tekrar bir ben olayım dediğinizde ya genleriniz, hücreleriniz isyana kalkıyor uyuşmuyor ya da o gücü kendinizde bulabilecek zamana ulaşamayabiliyorsunuz. Netekim sayın şair, kendini kaybetmeye, unutmaya, bulamamaya mahkum bir varoluş yapımız var .Bunu kabul edeceğiz. Sosyal bir varlık olarak tek başımıza gidip bir adada, bir dağda yaşayamayacağımıza göre kendimizden vere vere yaşamayı ilke ediniyoruz. Sizin de beyan ettiğiniz gibi uğramaya uğramaya kendimize giden yolu unuttuğumuz bile oluyor malesef. Bir insanın tamamen kendinden gitmesi gerçekten düşündüğümüzde ne büyük bir acı. Varlığını başkalarının varlığına adaması. Onlarla yaşamın yaşamak olduğuna inanması. Tamam elbette ailemiz, sevdiklerimiz, çevremiz olacak olacak da karşılığında ödenen vebale değmediğinde zaten kayıp olan benlik hepten gömülüveriyor. O yüzden az insan, az dert, çok kendin :) Düşündüren iki mısralık ama ciltlerce ansiklopediye ön söz niteliğindeki şiirinizi kutlarım. Saygılarımla.
Öğrenilmiş kendinsizlik gibi bir tanımlama yapmak geldi içimden .Toplumun öz değerlerini belirleyen bireysel tutumdan kaynaklı farmakolojik bir olgu bence.Önce aile, sonra yaşanılan çevre, insanlar ...kabullenme, kendini ispatlama isteği, sevme, sevilme, kıskançlık, özgüven eksikliği ve daha sayamayacağım pek çok maddi ve manevi olgular bütünü. Bu kimi zaman bilinçli, kimi zaman bilinçsiz insan olmanın verdiği doğal yapıdan kaynaklı .
O kadar çok bölünüyoruz ki. Bölüne bölüne çoğala binlerce benlerin birinden kalanımıza baktığımızda ya da tekrar bir ben olayım dediğinizde ya genleriniz, hücreleriniz isyana kalkıyor uyuşmuyor ya da o gücü kendinizde bulabilecek zamana ulaşamayabiliyorsunuz. Netekim sayın şair, kendini kaybetmeye, unutmaya, bulamamaya mahkum bir varoluş yapımız var .Bunu kabul edeceğiz. Sosyal bir varlık olarak tek başımıza gidip bir adada, bir dağda yaşayamayacağımıza göre kendimizden vere vere yaşamayı ilke ediniyoruz. Sizin de beyan ettiğiniz gibi uğramaya uğramaya kendimize giden yolu unuttuğumuz bile oluyor malesef. Bir insanın tamamen kendinden gitmesi gerçekten düşündüğümüzde ne büyük bir acı. Varlığını başkalarının varlığına adaması. Onlarla yaşamın yaşamak olduğuna inanması. Tamam elbette ailemiz, sevdiklerimiz, çevremiz olacak olacak da karşılığında ödenen vebale değmediğinde zaten kayıp olan benlik hepten gömülüveriyor. O yüzden az insan, az dert, çok kendin :) Düşündüren iki mısralık ama ciltlerce ansiklopediye ön söz niteliğindeki şiirinizi kutlarım. Saygılarımla.