Tanıtım Yazısı
Bozkırın Fatihi
Bozkırın üç fatihi Atilla, Cengiz Han ve Sahipkıran Timur dünyanın her tarafına seferler yapmışlardı. Atilla, Hun imparatorluğunun Türk hükümdarıydı. Tarihe Avrupa’yı titreten Türk Hakanı olarak geçmişti. Türklerde ordu ve devlet teşkilatının temellerini atmıştı. Cengiz Han ise Türk-Moğol hükümdarıydı ve dünyada eşine az rastlanacak Cihangir bir devlet oluşturmuştu. Türkistan’da Türk katliamı yaptı. Cengiz Han İmparatorluğunu oğulları arasında bölerek Çağatay’a Türkistan’ı verdi. Çağatay büyük bir çabadan sonra Türkistan’da hâkimiyetini kurabildi ve bu dönemde halkının çoğunluğu Türk olması nedeniyle Çağatay Han ulusundaki diğer unsurlar eriyerek Türkleşti. Çağatay’ın ölümünden sonra Türkistan onun soyundan gelen hanlıklara bölündü. Fakat hanlar arasında baş gösteren iktidar kavgaları, Müslüman Türk halkını canından bezdirdi. Müslüman Türk halkının göç etmeye başladığı dönemde Barlas boyuna mensup olan Timur, 1336’da Türkistan’da dünyaya geldi. Timur’un babası Taragay, o dönemin Türk boylarından Barlas’ın soylu ailelerindendi. Timur, dünyaya geldiğinde ona dönemin en ünlü İslam şeyhi Zeydüddin, Kur’an’dan "Temür” ismini vermişti. Timur Türk müdür?
Timur’la ilgili çok tartışılan konulardan birisi de onun Türklüğüdür. Timur, Türk örf ve adetlerine bağlı bir aile ve çevrede yetişti. Gençliğinde ise Alperenler ve Hoca Ahmet Yesevi’den etkilenerek "Türklüğü” rehber edindi. Timur, Moğolları Türkistan’dan kovarak Cengiz Han zulmünden kaçıp bu bölgeden göç etmiş olan Türkleri yeniden yerlerine getirdi. Türklüğü ve Türk dilini yaygınlaştırarak devlet yönetiminde Türk unsurunu ön plana çıkardı.
Siyasi bir lider olarak gücü eline alan Timur, kendisi için "Han”, "Sultan”, "Padişah” gibi unvanları telaffuz etmemiş ve sadece
"Ben Türkler’in beyi, Müslümanların emiriyim” demiştir.
Bozkırın En Büyük Ordusu
Timur, hiç tartışmasız Ortaçağ’da dünyanın en önemli bozkır ordusunu kurmuştu. O, ordusunda askerlik sanatını çok iyi bilen generaller vardı. Timur bütün seferlere bizzat başkomutan olarak katıldı ve hepsinde de zafer kazandı. Hiç yenilgi yüzü görmedi. Timur dönemi, Türk asırları içerisinde hem askeri, idari örgütlenme ve hem de istihbarat hizmetleri bakımından en parlak devir olmuştur. Timur askeri gücünü bayrağına da taşıdı. Timur imparatorluğunun bayrağı Türk töre ve hâkimiyetine vurgu yapan çok önemli bir anlam taşımaktadır. Timur Bayrağı üç kıtayı temsil ettiği gibi Türk-İslam medeniyetini de sembolize ediyordu. Timur’un "Tüzükatı" devlet yönetiminde ders verici bir özelliğe sahiptir ve bugünkü siyaset bilimine ışık tutan bir eserdir.
Ailesi
Cihangir Timur’un, hatunlarını, oğullarını, kızlarını ve ailesini tanımadan da O’nu tanıyamazdık. Bu nedenle ailesinin tanıtımına bu kitapta geniş bir şekilde yer verdik. Timur Türk töresine bağlılığından kadınlara da yönetim ve sosyal hayatta önemli roller verdi. Timur yeni nesillere öyle bir bilim fikri aşıladı ki torunu Uluğ Bey Buhara’da yaptırdığı medresenin(üniversite)kapısına "ilim tahsil etmenin kadın-erkek bütün Müslümanlara farz olduğu” hadisini yazdırıp kapıya astırdı. Ve çok daha fazlası...
Bozkırın üç fatihi Atilla, Cengiz Han ve Sahipkıran Timur dünyanın her tarafına seferler yapmışlardı. Atilla, Hun imparatorluğunun Türk hükümdarıydı. Tarihe Avrupa’yı titreten Türk Hakanı olarak geçmişti. Türklerde ordu ve devlet teşkilatının temellerini atmıştı. Cengiz Han ise Türk-Moğol hükümdarıydı ve dünyada eşine az rastlanacak Cihangir bir devlet oluşturmuştu. Türkistan’da Türk katliamı yaptı. Cengiz Han İmparatorluğunu oğulları arasında bölerek Çağatay’a Türkistan’ı verdi. Çağatay büyük bir çabadan sonra Türkistan’da hâkimiyetini kurabildi ve bu dönemde halkının çoğunluğu Türk olması nedeniyle Çağatay Han ulusundaki diğer unsurlar eriyerek Türkleşti. Çağatay’ın ölümünden sonra Türkistan onun soyundan gelen hanlıklara bölündü. Fakat hanlar arasında baş gösteren iktidar kavgaları, Müslüman Türk halkını canından bezdirdi. Müslüman Türk halkının göç etmeye başladığı dönemde Barlas boyuna mensup olan Timur, 1336’da Türkistan’da dünyaya geldi. Timur’un babası Taragay, o dönemin Türk boylarından Barlas’ın soylu ailelerindendi. Timur, dünyaya geldiğinde ona dönemin en ünlü İslam şeyhi Zeydüddin, Kur’an’dan "Temür” ismini vermişti. Timur Türk müdür?
Timur’la ilgili çok tartışılan konulardan birisi de onun Türklüğüdür. Timur, Türk örf ve adetlerine bağlı bir aile ve çevrede yetişti. Gençliğinde ise Alperenler ve Hoca Ahmet Yesevi’den etkilenerek "Türklüğü” rehber edindi. Timur, Moğolları Türkistan’dan kovarak Cengiz Han zulmünden kaçıp bu bölgeden göç etmiş olan Türkleri yeniden yerlerine getirdi. Türklüğü ve Türk dilini yaygınlaştırarak devlet yönetiminde Türk unsurunu ön plana çıkardı.
Siyasi bir lider olarak gücü eline alan Timur, kendisi için "Han”, "Sultan”, "Padişah” gibi unvanları telaffuz etmemiş ve sadece
"Ben Türkler’in beyi, Müslümanların emiriyim” demiştir.
Bozkırın En Büyük Ordusu
Timur, hiç tartışmasız Ortaçağ’da dünyanın en önemli bozkır ordusunu kurmuştu. O, ordusunda askerlik sanatını çok iyi bilen generaller vardı. Timur bütün seferlere bizzat başkomutan olarak katıldı ve hepsinde de zafer kazandı. Hiç yenilgi yüzü görmedi. Timur dönemi, Türk asırları içerisinde hem askeri, idari örgütlenme ve hem de istihbarat hizmetleri bakımından en parlak devir olmuştur. Timur askeri gücünü bayrağına da taşıdı. Timur imparatorluğunun bayrağı Türk töre ve hâkimiyetine vurgu yapan çok önemli bir anlam taşımaktadır. Timur Bayrağı üç kıtayı temsil ettiği gibi Türk-İslam medeniyetini de sembolize ediyordu. Timur’un "Tüzükatı" devlet yönetiminde ders verici bir özelliğe sahiptir ve bugünkü siyaset bilimine ışık tutan bir eserdir.
Ailesi
Cihangir Timur’un, hatunlarını, oğullarını, kızlarını ve ailesini tanımadan da O’nu tanıyamazdık. Bu nedenle ailesinin tanıtımına bu kitapta geniş bir şekilde yer verdik. Timur Türk töresine bağlılığından kadınlara da yönetim ve sosyal hayatta önemli roller verdi. Timur yeni nesillere öyle bir bilim fikri aşıladı ki torunu Uluğ Bey Buhara’da yaptırdığı medresenin(üniversite)kapısına "ilim tahsil etmenin kadın-erkek bütün Müslümanlara farz olduğu” hadisini yazdırıp kapıya astırdı. Ve çok daha fazlası...
daha fazla
Yazar: Abdurrahman Kaplan
Yayınevi: Astana Yayınları
ISBN: 9786057857101
Sayfa: 570s.
Boyut: 14x20
Kapak: Ciltsiz
Tarih: 2019
Kağıt Tipi: 2. Hamur