Tanıtım Yazısı
Babam kurşun kalemi, açılacak ucu bileği gösterecek şekilde sol el ayasının içine yatırdıktan sonra ikinci ve üçüncü parmaklarıyla sıkıca kavralar, namlu çeliği bir ustura kadar keskin ve göz alıcı İsviçre çakısıyla yohtmaya başlardı. Bıçağın her hareketi bir marangoz rendesi intizamıyla bileğine muntazam kalem yongaları düşürür, bıçağın açısını hiç değiştirmeden kalemi aynı eksende çevire çevire mükemmel iş çıkarırdı; "Ama biz asla bu tarzda kalem açmayı denememeliydik. Maazallah bileğimiz kesilir ya da bıçak avuç ayasına batabilirdi." Kurşunkalem, hiç çaktırmadan masaüstlerinden, kalem kutularından, evrak çantalarından ve çekmecelerden çekiliveriyor. Sözünü bile etmeye değmeyecek "tükenmez" rezillikleri bir yana, plastikten mamul "uç takılabilen" kurşunkalem taklidleri piyasayı istila etti. Günün birinde bir dost, muhtemelen sıkıcı ve uzun konuşmalar dinleme eziyetine katlanmak üzere olduğumuz bir toplantıdan önce hiç açılmamış bir kurşunkalem hediye etti: Türkiye'de rastladığımız türlerin aksine boyası, ağaç damarlarının tabii güzelliği ile gönül çelici, "2 B" kıvamında pek şirin bir şey; bir "Nature Caran d'ache", Yarıya kadar kullandımsa da bitirmeye kıyamadım; hala kalem kutusunda duruyor.
........
"Kurşunkalem Yazıları", kurşunkalemle müsvedde edilse bile kalantor görünüşüyle herkeste peşin saygılar uyandıran bir Pelikan asaletiyle temize çekilmiş yazılardan müteşekkil bir güz demeti.
(Arka Kapak)
daha fazla
Yazar: Ahmet Turan Alkan
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 799754373188
Sayfa: 420s.
Boyut:
Kapak:
Tarih: 0
Kağıt Tipi: