Tanıtım Yazısı
Her şey bir otopotre.
Her şey bir günce.
Bu kitap bir günce. Kalemi eline alan kişinin korkularına, sevinçlerine, hüzünlerine yapılan bir yolculuk. Sıradan bir insanın sıradan yaşamı... Belki de sıra dışı birinin zaman zaman peri masalına, zaman zaman kabusa dönüşen yaşamından kesitler sunan anı parçacıklar. Sahte mücevherlerin ışıltısına kapılan bir kadının öyküsü bü. Komadaki kocasının günbegün çürümesini izleyen, sanat, yaşam ve ölüm üçgeninde sıkışıp kalmış bir kadının. Kimilerine göre basit bir garson, kimilerine göre ise her an bir başyapıt yaratabilecek büyük bir ressam. Anakarayla bağlantısı her an yok olabilecekmiş gibi gözüken Waytansea Adası`nın gizemli öyküsü bu aynı zamanda.
Her şey başka birinin yaşamını sürdürmeye zorlanarak bireyselliğini yitiren Misty Marie Kleinman`ın güncesinde saklı. Bir tek kişi tarafından yazılmış bir günce bu. Ancak gerek anlatıcı, gerek anlatılan hikaye açısından pek çok katman söz konusu.
Chuck Palahniuk, insanın ezeli ölümsüzlük arayışına tüyler ürperten bir bakış atarken, sanatın denetlenemeyen gücüne de saygı duruşunda bulunuyor. Misty`nin güncesini tuvale yansıtırken hiçbir detayı gözardı etmiyor. Bizler, kimi zaman acımasızca vurulan fırça darbelerini izlerken, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçiyor. Ben ve öteki arasındaki ayrım gittikçe silikleşiyor. Gerçek ve hayal arasındaki karmaşık ilişki zihnimizi bulandırıyor. Ve kişisel komalarımızdan çıkıp kolektif bir komaya giriyoruz hep beraber. Kimin kimi kandırdığı belli olmayan bir oyun oynanıyor. Kimin kurban olduğu belli değil. İnsan kendi yazgısını elinde tutabilir mi? Yoksa zalim feleğin elinden oyuncak mıdır? Yalan mı daha gerçek, gerçek mi en büyük yalan, belli değil. Zira Waytansea Adası dört tarafı gerçeklerle kaplı bir yalan...
Her şey bir günce.
Bu kitap bir günce. Kalemi eline alan kişinin korkularına, sevinçlerine, hüzünlerine yapılan bir yolculuk. Sıradan bir insanın sıradan yaşamı... Belki de sıra dışı birinin zaman zaman peri masalına, zaman zaman kabusa dönüşen yaşamından kesitler sunan anı parçacıklar. Sahte mücevherlerin ışıltısına kapılan bir kadının öyküsü bü. Komadaki kocasının günbegün çürümesini izleyen, sanat, yaşam ve ölüm üçgeninde sıkışıp kalmış bir kadının. Kimilerine göre basit bir garson, kimilerine göre ise her an bir başyapıt yaratabilecek büyük bir ressam. Anakarayla bağlantısı her an yok olabilecekmiş gibi gözüken Waytansea Adası`nın gizemli öyküsü bu aynı zamanda.
Her şey başka birinin yaşamını sürdürmeye zorlanarak bireyselliğini yitiren Misty Marie Kleinman`ın güncesinde saklı. Bir tek kişi tarafından yazılmış bir günce bu. Ancak gerek anlatıcı, gerek anlatılan hikaye açısından pek çok katman söz konusu.
Chuck Palahniuk, insanın ezeli ölümsüzlük arayışına tüyler ürperten bir bakış atarken, sanatın denetlenemeyen gücüne de saygı duruşunda bulunuyor. Misty`nin güncesini tuvale yansıtırken hiçbir detayı gözardı etmiyor. Bizler, kimi zaman acımasızca vurulan fırça darbelerini izlerken, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçiyor. Ben ve öteki arasındaki ayrım gittikçe silikleşiyor. Gerçek ve hayal arasındaki karmaşık ilişki zihnimizi bulandırıyor. Ve kişisel komalarımızdan çıkıp kolektif bir komaya giriyoruz hep beraber. Kimin kimi kandırdığı belli olmayan bir oyun oynanıyor. Kimin kurban olduğu belli değil. İnsan kendi yazgısını elinde tutabilir mi? Yoksa zalim feleğin elinden oyuncak mıdır? Yalan mı daha gerçek, gerçek mi en büyük yalan, belli değil. Zira Waytansea Adası dört tarafı gerçeklerle kaplı bir yalan...
daha fazla
Yazar: Chuck Palahniuk
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
ISBN: 9755394702
Sayfa: 219s.
Boyut: 13,5 x 19,5 cm
Kapak:
Tarih: 2010
Kağıt Tipi:
İncelemeler ve Yorumlar
13,5 x 19,5 cm kitabı hakkında sen ne düşünüyorsun?
10 yıl
İnceleme
Henüz başka iki kitapla birlikte dönüşümlü olarak okuyorum, bitirmedim..
Yazarın anlatım biçimine ve üslubuna alışık olanlar bile ilk sayfaları sıkıcı bulabilir ve "Ee, hadi artık" gibi tepkiler verebilir, içeriği anlamlandırma noktasına bir an önce varabilmek isteyebilirler.. Benim de yaptığım gibi..
Chuck Palahnıuk tek düze anlatımdan her zaman uzak, girift anlatım seçen bir yazar. Bu hem merak uyandırıyor, hem meraklanılan durumları çözüyor, hem de sıkıcılıktan kurtarıp bilinci zinde tutuyor benim fikrimce.. Bir de nakarat gibi tekrarlanan benzer ifadeler şiirimsi bir tad bırakıyor.. Başka kitaplaırnda da bunu bulmak mümkün..
Yeraltı edebiyatının yeni temsilcilerinden sayılabilecek yazarın okuduklarım dışındaki diğer kitaplarının da boş olmayacağını tahmin ediyor ve öneriyorum. Kendime de tabiki.
Yazarın anlatım biçimine ve üslubuna alışık olanlar bile ilk sayfaları sıkıcı bulabilir ve "Ee, hadi artık" gibi tepkiler verebilir, içeriği anlamlandırma noktasına bir an önce varabilmek isteyebilirler.. Benim de yaptığım gibi..
Chuck Palahnıuk tek düze anlatımdan her zaman uzak, girift anlatım seçen bir yazar. Bu hem merak uyandırıyor, hem meraklanılan durumları çözüyor, hem de sıkıcılıktan kurtarıp bilinci zinde tutuyor benim fikrimce.. Bir de nakarat gibi tekrarlanan benzer ifadeler şiirimsi bir tad bırakıyor.. Başka kitaplaırnda da bunu bulmak mümkün..
Yeraltı edebiyatının yeni temsilcilerinden sayılabilecek yazarın okuduklarım dışındaki diğer kitaplarının da boş olmayacağını tahmin ediyor ve öneriyorum. Kendime de tabiki.
daha fazla
Ayrıntı Yayınları
- Puan vermedi
Günce
Chuck Palahniuk
- Ayrıntı Yayınları
- 2010