Tanıtım Yazısı
Homeros`un doğduğu kente komşu; güneşin, Tanrı`nın yarasından düşen bir kan damlası gibi denize battığı; Şeyh Bedrettin`in müritlerinin en son neferine kadar kesilip katledildiği; onlarca yıl insansız kalmış bir yarımadanın ucunda gönüllü sürgününü yaşayan, kırgın bir erkeğin, Kuzey`in kendine bakışının hüzünlü hikayesidir "Düş Kırgınları".
Aşk, pişmanlık, dostluk, erdemler ve insanlık durumları üzerine yoğunlaşan duygusal bir düşünme; aşık olmak-sevmek ikilemi üzerine cüretkar bir deneme: Mehmet Eroğlu`nun dokuzuncu romanı "Düş Kırgınları" bu şekilde de tanımlanabilir.
Mehmet Eroğlu, bu romanında -öteki eserlerinde rastladığımız zengin tema çeşitliliğinin aksine- tek bir konuya, aşk ve sevgi ikilemi üzerine yoğunlaşır. Aşk, yüreğin en narin ürperişi iken; sevgi, bazen de vazgeçmektir.
Bir yanda hayatı boyunca hep `en son unutan` olmayı seçmiş, `olgunluğun, üzerinde bir kusur gibi durduğu`, içki ile acısını katlanabilir kılmaya çalışan düş kırgını bir adam, Kuzey; öte yanda `mutluluktan daha görkemli olan şeyi` aramaya niyetli, Şafak; ve `sevdiğine değil, onu en çok sevene gidecek` olan, Çiğdem. Ellili yaşlarda bir erkek ve yirmi beşinde iki genç kadın! Aşınmaz bir pişmanlığın penceresinden bakılarak anlatılan bir öykü olan "Düş Kırgınları", biri geçmişte, diğeri şimdiki zamanda yaşanan ve dramatik bir biçimde birbirinin içine giren iki aşkın ustaca kurgulandığı bir romandır.
Hem karada hem de denizde yaşayan yunus insanlar, Şeyh Bedrettin dönemine kadar uzandığına inanılan sırlar, benzersiz doğa betimlemeleri ve yerel öğeler taşıyan yan öyküler... Mehmet Eroğlu, "Düş Kırgınları"yla kendisinin de bir parçası olduğu Karaburun Yarımadası`nı hüzünlü bir aşk hikayesi için mekan seçerek, insanı ve doğasıyla yeniden yaratıyor...
Aşk, pişmanlık, dostluk, erdemler ve insanlık durumları üzerine yoğunlaşan duygusal bir düşünme; aşık olmak-sevmek ikilemi üzerine cüretkar bir deneme: Mehmet Eroğlu`nun dokuzuncu romanı "Düş Kırgınları" bu şekilde de tanımlanabilir.
Mehmet Eroğlu, bu romanında -öteki eserlerinde rastladığımız zengin tema çeşitliliğinin aksine- tek bir konuya, aşk ve sevgi ikilemi üzerine yoğunlaşır. Aşk, yüreğin en narin ürperişi iken; sevgi, bazen de vazgeçmektir.
Bir yanda hayatı boyunca hep `en son unutan` olmayı seçmiş, `olgunluğun, üzerinde bir kusur gibi durduğu`, içki ile acısını katlanabilir kılmaya çalışan düş kırgını bir adam, Kuzey; öte yanda `mutluluktan daha görkemli olan şeyi` aramaya niyetli, Şafak; ve `sevdiğine değil, onu en çok sevene gidecek` olan, Çiğdem. Ellili yaşlarda bir erkek ve yirmi beşinde iki genç kadın! Aşınmaz bir pişmanlığın penceresinden bakılarak anlatılan bir öykü olan "Düş Kırgınları", biri geçmişte, diğeri şimdiki zamanda yaşanan ve dramatik bir biçimde birbirinin içine giren iki aşkın ustaca kurgulandığı bir romandır.
Hem karada hem de denizde yaşayan yunus insanlar, Şeyh Bedrettin dönemine kadar uzandığına inanılan sırlar, benzersiz doğa betimlemeleri ve yerel öğeler taşıyan yan öyküler... Mehmet Eroğlu, "Düş Kırgınları"yla kendisinin de bir parçası olduğu Karaburun Yarımadası`nı hüzünlü bir aşk hikayesi için mekan seçerek, insanı ve doğasıyla yeniden yaratıyor...
daha fazla
Yazar: Mehmet Eroğlu
Yayınevi: Agora Kitaplığı
ISBN: 9758829890
Sayfa: 256s.
Boyut: 13,5*19,5 cm
Kapak:
Tarih: 2000
Kağıt Tipi:
İncelemeler ve Yorumlar
13,5*19,5 cm kitabı hakkında sen ne düşünüyorsun?
13 yıl
İnceleme
Ben de Mehmet Eroğlu'nu bu kitap aracılığı ile tanıdım. Sonrasında da bütün kitaplarını aldım. Yürek Sürgünü, Yarım Kalan Yürüyüş, Belleğin Kış Uykusu aynı beğeni ile okuduğum kitaplarıdır. Sayın Devrik'e katılıyorum: Mutlaka okunması gereken bir yazar.
daha fazla
Agora Kitaplığı
- Puan vermedi
Düş Kırgınları
Mehmet Eroğlu
- Agora Kitaplığı
- 2000
İnceleme
Üstad'la tanıştığım kitap. Biraz mistik, biraz buruk bir hikaye. Beni derinden etkilemiştir ve başucu kitaplarım arasındadır. Bir sınır çizmek istemiyorum ama postmodern edebiyata ilgisi olanlara şiddetle tavsiye edilir.
daha fazla
Agora Kitaplığı
- Puan vermedi
Düş Kırgınları
Mehmet Eroğlu
- Agora Kitaplığı
- 2000