Maraş'ın halı
Sokaklar kapalı ağıtlar ve feryatlar vardı kar ve yağmur kaplıydı yerler
Biz yaşadığımıza sevineniyorduk sokaklarda kalabalık enkazlarda feryatlar çığlıklar vardı
Yaralılara aci...
Kiminle karşılaşsak yaşadıklarını bir hikaye yada duyduklarını anlatıyor...
Depremin bitimine yakın oluyoruz artık kurtuluşumuz yoktu. Yataktan bir türlü kalkamadık. Yatağın ayak ucundaki kardolap yaşlandığı duvara güm güm vuruyordu depremin uğultusu ayrı bir korku yaratıyordu. Aha bizim ömrümüzde buraya kadar deyip sonumuzu bekliyorduk. Eşim ve elif hepbirlikte yataktan kalkmaya çalışsakta kalkamadık. Komidinler devrilmeye başladı, dolap devrilirse tam üstümüze devrilecektir. Dolap devrilirse üzerine tabla ve çatı devrilecekti yani kurtulusumuz çok zordu. Eşim ve elif kelimeyi şahadet çekiyorlardı durmadan.
Kurtulmuştuk sonunda deprem durmuştu, elif ile ben ilk işimiz pencereden dışarıya bakmak oldu. İnsanlar sokaklardaydi sirenler çalıyor sesler geliyordu hatta ateş bile yakmışlardı. Belliki ilk dışarıya çıkanlardı biz ne olduğunu anlamadan Haydin çıkıyoruz dedim
Deprem durmuştu kendimize gelmeden odadan firladik ama battaniye mont telefon en büyük ihtiyaçtı onları aldım eşim kuşları almak için diğer odaya geçecekti ama vesterler devrilmiş ayakkabılar etrafa savrulmuşlar geçişleri zorlaştırıyordu. Eşim kuşları alırken yere dusen televizyona basmış televizyonun ekranı kırılmış
Sonunda önce elif çıktı kapıdan sonra eşim bana haydi haydi çıkalım derken basamaklardan aşağı iniyorlardı ben ise elektriği doğalgazı kapatıyorum sonrada hızla aşağıya inmeye başladım Merdivenlerde bazı kırıklar vardı en alt kata inince dışarıya çıkarken alt komşunun tıkırtısını duydum ve geri döndüm kapıyı açamıyorladı tepikle vurup kapıyı açtım onları dışarı çıkarmaya başlarken bizimkilerde dışarıdan bağırıyorlardı Haydi nerede kaldın cıksana dışarıya diye Eşim duramadi peşimden tekrar gelirken kapıda karşılaştık. Tam kızacaktı ki arkandan kucağında bebek alt komşuyu görünce rahatladı Siz içerde miydiniz diyede üzülmüştü
Sonunda kapıya attık kendimizi. Yağmur sicim gibi yağıyor. İnsanlar ağlıyor bağırıyor bir yerden bir yere ulaşmak için adeta koşuyorlardı.ellerinde telefonların ışıkları birde araçların farları aydınlatıyordu yeri göğü aydınlatıyordu Bende arabayı çalıştırmıştım alt komşuyu alacak kimse olmadığı için bu yağmurda dışarıda bırakamadım arabaya aldık herkes birilerine ulaşmaya çalışıyordu. Ağlayanlarin çığlıkları gecenin karanlığını adeta delip geçiyordu. Ne olmuştu ? neydi bu çığlıklar etrafımızda hiç bir bina yıkılmamıştı ama alttan yukarı yaya gelenler arıkan oteli yerle bir oldu çok bina yıkıldı şu alt caddede cokkk ölenler var bir felaket bu bir felaket... Arabanın içinde durup komşuyu almaya gelenleri beklerken bir çığlık yükseldi aniden sesler seslere karışıyordu araba beşik gibi sallanmaya başladı Deprem oldu yine kaçın kaçın çığlıkları sokakta yankılanıyordu Yağmur durmak bilmiyordu. Araçları olmayan çoluk çocuk birbirine tutusmuslar nereye gittiklerini bilmeden bir oyana bir bu yana gidiyorlardı açık alanlara ve boş yerlere doğru çırpınıyorlardı insanlar. Ellerine bir şeyler almışlar bir hengame bir kalabalık bir çığlık bir hıçkırık ve göz yaşları vardı...bu gün hayat bir başka olmustu (devam edecek)
(eksik yada hatalı yazilim akıllı telefonun aklından dolayı oluyor)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.