Ateşten Doğuşun Hikayesi
Bu, sadece bir Mareşalin biyografisi değil; bir idealin, bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun romanıdır.
Mustafa Kemal. Bir liman şehri olan Selanik’in tozlu sokakları...
Büyük Eser: Nutuk Cumhuriyet'in kurulmasından ve inkılapların birçoğunun hayata geçirilmesinden sonra, Mustafa Kemal Atatürk, geçmişin derslerini ve geleceğin rehberini oluşturacak anıtsal eserini ortaya koymaya odaklandı: Nutuk (Söylev). 1927 yılında, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın İkinci Kurultayı'nda, kürsüye çıktı ve altı gün süren, 36 saat 33 dakika süren tarihi konuşmasını yaptı. Bu eser, 1919'da Samsun'a çıkıştan, 1927'ye kadar süren Milli Mücadele ve inkılap dönemini birinci elden, tüm gerçekliğiyle anlatıyordu. Nutuk, yeni nesillere yol göstermek ve cumhuriyet düşmanlarına karşı tarihi bir savunma oluşturmak amacını taşıyordu. O, bu büyük eserle, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini mühürlemişti. Hatay Tutkusu ve Büyüyen Rahatsızlık 1930'lu yıllar, Atatürk'ün hem büyük bir devlet adamı hem de bir dünya lideri olarak uluslararası alanda saygı gördüğü yıllardı. Ancak onun zihnini meşgul eden son bir vatan meselesi vardı: Hatay. Fransa'nın yönetimindeki Suriye sınırları içinde bırakılan ve çoğunluğu Türk olan Hatay (İskenderun Sancağı), onun için Misak-ı Millî'nin tamamlanmamış parçasıydı. Diplomatik dehasını kullanarak, Hatay'ın bağımsızlığını ve ardından Türkiye'ye katılmasını sağlamak için yoğun bir mücadele başlattı. Ancak bu dönemde, hayatının ilk yıllarından beri savaş meydanlarında verdiği yorucu mücadele, sıhhatini zayıflatmıştı. Karaciğerinde siroz teşhisi konulmuştu. Hızla ilerleyen hastalığına rağmen, Atatürk, Hatay davasından asla vazgeçmedi. Son Günler ve Veda Mustafa Kemal Atatürk, hastalığına rağmen son anına kadar ülkesine hizmet etti. Son günlerini, tedavi için İstanbul’a getirildiği Dolmabahçe Sarayı’nda geçirdi. Hastalığı ilerledikçe, tüm millet onun sağlığı için endişeleniyordu. Dünyanın dört bir yanından doktorlar geldi, ancak nafileydi. Onun zihni, yatağında bile Hatay’ın kaderi ve ülkenin geleceği ile meşguldü. Son anına kadar bilinci açıktı ve etrafındakilere talimatlar vermeye devam ediyordu. 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı, saat 09:05’te, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Türkiye, o gün matemin en derinini yaşadı. Sadece Türkiye değil, dünya liderleri de bu büyük kaybın yasını tuttu. Ebedi Miras Mustafa Kemal Atatürk, geride yıkılmış bir imparatorluktan bağımsız, modern ve laik bir ulus-devlet bıraktı. Onun mirası, sadece toprak bütünlüğü veya siyasi bağımsızlık değil, aynı zamanda: Akıl ve Bilime Dayalı Eğitim: Cehaletle savaşan bir zihin yapısı. Tam Bağımsızlık: Ekonomik ve siyasi esarete karşı duruş. Egemenliğin Millete Ait Olması: Cumhuriyeti ayakta tutan temel ilke. Ölümünden sonra, Hatay, onun vasiyeti yerine getirilerek 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ne katıldı. Atatürk, fani bedeniyle aramızdan ayrılmış olsa da, fikirleri, devrimleri ve kurduğu cumhuriyet, Türk milletinin vicdanında ve tarihinde ebediyen yaşamaya devam edecektir. O, sadece bir lider değil, bir milletin umudu ve yüzyılın ışığı olarak kalacaktır. — SON —
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.