Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
YÜZYILIN IŞIĞI Mustafa Kemal Roman Hüseyin TURHAL
Ateşten Doğuşun Hikayesi Bu, sadece bir Mareşalin biyografisi değil; bir idealin, bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun romanıdır. Mustafa Kemal. Bir liman şehri olan Selanik’in tozlu sokakları...
41. Bölüm

Bölüm 7: Sakarya ve Dumlupınar: Son Darbe

9 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Ana Odak Noktası: Askeri zaferler ve Başkomutanlık. Bağımsızlık yolunda atılan kritik adımlar.
Tematik Vurgu: Sönmez Işık (Askerî ve Manevî Liderlik)
Ağustos 1921. Ankara’nın eteklerine kadar dayanan Yunan ordusunun taarruzu, Millî Mücadele’nin kader anıydı. Eğer Sakarya Nehri geçilirse, Anadolu’nun kalbi düşecek ve Millî Egemenlik hayali son bulacaktı. Türk ordusu, yorgun ve yetersiz donanımlıydı, ancak ruhu Bağımsızlık ateşiyle yanıyordu.
Meclis, tüm yetkileri Mustafa Kemal’e devrederek onu Başkomutan tayin etti. Bu, sadece bir rütbe değil, tarihî bir sorumluluktu. Kemal, yetkiyi alır almaz, eski usulün ezberci, statik savunma anlayışını kökünden değiştirdi. Askerî Fen ve İlim bilgisini, Anadolu’nun coğrafyasıyla birleştiren yeni bir strateji geliştirdi.
Sakarya Meydan Muharebesi'nde , Kemal, cepheye bizzat inerek o meşhur emri verdi:
“Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz.”
Bu emir, sadece askerî bir talimat değil, aynı zamanda ulusun ruhuna hitap eden bir felsefeydi. Savunma hattını bir noktadan tüm ülkeye yayan bu akılcı taktik, Yunan ordusunun momentumunu kırdı ve onları 22 gün 22 gece süren kanlı bir mücadele sonunda durdurmayı başardı. Sakarya Zaferi, sönmez ışık niteliğindeki liderliğin, umutsuzluğu nasıl yenilgiye çevirdiğinin somut ispatıydı.
Ancak Kemal, zafer sarhoşluğuna kapılmadı. Bir buçuk yıl boyunca, ordunun eksiklerini tamamlamak için titiz bir hazırlık yaptı. Eğitim cephesindeki Maarif Kongresi’nde olduğu gibi, askerî cephede de bilimsel ve rasyonel bir planlama hakimdi. Her cephane, her erzak, her subayın eğitimi, titizlikle hesaplanmıştı.
26 Ağustos 1922. Hazırlıklar tamamlanmıştı. Mustafa Kemal, Kocatepe’den Büyük Taarruz emrini verdi. Bu, sadece bir saldırı değil, yıllardır süren esaret zincirini kırmayı hedefleyen, tüm askerî dehasının doruk noktasıydı. Gizlilik, hız ve düşmanı yanlış yerde yakalama stratejisi, Fen, İlim ve Bilimin askerlik sanatına uygulanışının mükemmel örneğiydi.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi (Dumlupınar) ile düşmanın ana kuvvetleri imha edildi. 1 Eylül’de Kemal, ordusuna o tarihî emri verdi:
“Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!”
Bu emir, sadece hedefin yönünü değil, kurtuluşun kesinliğini de gösteriyordu. Türk ordusu, Kemal'in sönmez ışık rehberliğinde, İzmir’e kadar süren bir takip başlattı. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla Anadolu’daki işgal fiilen son buldu. .
Bu askerî zaferler, Mustafa Kemal’in bir lider olarak sadece cesaretini değil, aynı zamanda kriz anlarında soğukkanlılığını, matematiksel düşünce yeteneğini ve halka olan inancını da kanıtladı. Cephelerde kazanılan bu zaferler, artık siyasî masada ulusal egemenliğe giden yolu açmıştı. Askerî mücadele bitmiş, şimdi sıra, cehaletle savaşın kalıcı sonuçlarını sağlayacak olan Devrimler dönemine gelmişti.
Bölüm Sonunun Vurgusu
Anadolu kurtulmuş, bağımsızlık kazanılmıştı. Ancak Kemal, askerî zaferin kalıcı olması için, ülkenin yönetim biçimini ve ekonomik yapısını kökten değiştirmesi gerektiğini biliyordu. Sırada, Cumhuriyet'in ilanı ve Millî İktisat hamlesi vardı.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL