Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
ŞAH MEHMET ( Masalları) Hüseyin TURHAL
Kısa Öz Açıklama: Bu eser, genellikle Anadolu'nun zengin sözlü geleneğinden derlenmiş, kaybolmaya yüz tutmuş masalları bir araya getirir. Bu masallar; bilgelik, dürüstlük, iyilik-kötülük mücadelesi g...
10. Bölüm

Şah Mehmet ve İsm-i Azam'ın Yedi Kat Seması

17 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Şah Mehmet Masalları

Masal:10
Şah Mehmet ve İsm-i Azam'ın Yedi Kat Seması

Evvel zaman içinde, masalların bittiği, hakikatin başladığı yerde, yeryüzünün direği sayılan Kaf Dağı yükselirdi. Bu dağın zirvesi, ne fani gözle görülür ne de fani ayakla basılırdı. Kaf Dağı’nda, insanların kalbine vesvese fısıldayan, bütün kötülüklerin başı olan İblis’in Temsilcisi Şeytan hüküm sürerdi. Şeytan, insanların kalbini karartarak yeryüzüne zulüm saçardı.
Adaletin tahtına oturmuş, hikmetin sırrına ermiş padişah Şah Mehmet ise, bir gece rüyasında, Kaf Dağı’ndan yayılan o karanlık nefesin bütün dünyayı sardığını gördü. Anladı ki, asıl cenk kılıçla değil, gönlün kuvvetiyle yapılmalıydı.
Kaf Dağı'na Manevi Sefer
Şah Mehmet, tacını tahtını bırakıp, sırtına yün hırka, eline zikir tesbihi alarak Kaf Dağı’na doğru yola çıktı. Yedi vadiden geçti, yedi derya aştı. Nihayet, dağın dibine vardığında, yolu kaplayan duman ve ateşten bir engel gördü.
Tam o sırada, ak sakallı, nur yüzlü bir Derviş belirdi. Derviş, Şah Mehmet'e döndü:
"Ey Şah! Bu cenk, bedenin değil ruhundur. Kılıcın çelikten değil, İsm-i Azam'ın nurundan olmalıdır. Allah'ın en yüce ismini zikret; o seni, yedi kat semadan Şeytan'ın yuvasına ulaştırır."
Şah Mehmet, boyun eğip Derviş'in öğrettiği gizli duayı kalbine nakşetti.
Şeytan ile Cenk
Şah Mehmet, duayı kalbine mühürleyip Kaf Dağı’nın zirvesine tırmanmaya başladı. Dağ, her adımda daha dikleşiyor, Şeytan’ın vesveseleri zihnini kurcalıyordu: “Sen bir padişahsın, ne işin var bu dağda? Dön tahtına, eğlencene bak!”
Şah Mehmet, bu fısıltılara aldırmadı. Zirveye ulaştığında, karşısında, bedeni ateşten, gözleri neftten (yanıcı yağ) olan Büyük Şeytan belirdi.
Şeytan, dehşetli bir sesle kükredi: “Gel ey Şah! Bütün saltanatını, bütün gücünü bana ver, seni dünyanın efendisi yapayım!”
Şah Mehmet, kılıcını çekmek yerine, ellerini semaya açtı ve Derviş’in öğrettiği İsm-i Azam Duası’nı zikretmeye başladı.
Duayı zikrettikçe, Şah Mehmet’in kalbinden yedi renkte bir nur yayıldı. Bu nur, Şeytan'a değdikçe, Şeytan'ın ateşten bedeni eriyor, karanlığı dağılıyordu.
Yedi Gök Semada Seyahat
Şeytan, Şah Mehmet’in nuruna dayanamayıp kaçmaya başladı. Şah Mehmet de, İsm-i Azam’ın bereketiyle, değirmen taşından daha hafif, buluttan daha hızlı bir şekilde, yedi gök semada Şeytan’ı takip etmeye başladı:
Birinci Sema: Şeytan, Şah Mehmet’in geçmişteki günahlarını fısıldadı. Şah Mehmet, istiğfar ile nurunu parlattı, geçti.
İkinci Sema: Şeytan, Şah Mehmet’in mal ve mülk hırsını körükledi. Şah Mehmet, şükür ile hırsı yendi, geçti.
Üçüncü Sema: Şeytan, Şah Mehmet’in nefsini ve kibrini okşadı. Şah Mehmet, tevazu ile kibri ezdi, geçti.
Dördüncü Sema: Şeytan, Şah Mehmet'e bütün geleceği gösterip korku salmaya çalıştı. Şah Mehmet, tevekkül ile korkuyu yendi, geçti.
Beşinci Sema: Şeytan, Şah Mehmet'i yalnızlık ve ümitsizlikle sınadı. Şah Mehmet, teslimiyet ile ümidi buldu, geçti.
Altıncı Sema: Şeytan, Şah Mehmet’in etrafına binlerce sahte cennet ve dünya lezzeti sundu. Şah Mehmet, zühd ile lezzetleri reddetti, geçti.
Yedinci Sema (Sidre-i Münteha'nın Eşiği): Şeytan, son gücünü kullanarak Şah Mehmet’in niyetine saldırdı. Şah Mehmet, İhlâs (samimiyet) ile niyetini temizledi.
Karanlığın Sonu
Yedinci semada, İsm-i Azam’ın nuru en yüksek seviyesine ulaştı. Şeytan, bu saf nura daha fazla dayanamadı. Ne bedeni ne de nefesi kaldı; bir toz bulutu gibi dağılıp yok oldu. Karanlık, Kaf Dağı’ndan çekildi.
Şah Mehmet, bu manevi cenkten sonra, ruhu temizlenmiş, kalbi nurla dolmuş olarak yeryüzüne döndü. Kaf Dağı’ndan getirdiği İsm-i Azam hikmetini ülkesine yaydı.
Şah Mehmet'in ülkesinde zalimlikler durdu, fitneler kesildi. Çünkü Şah Mehmet, sadece dünyevi düşmanları değil, insanların kalbine vesvese yayan Şeytan'ın kendisini yenmişti.
Gökten üç elma düştü; biri manevi cenkten galip çıkana, biri İsm-i Azam’ın sırrına erene, biri de kalbini her türlü vesveseden temiz tutana.

Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL