Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
ŞAH MEHMET ( Masalları) Hüseyin TURHAL
Kısa Öz Açıklama: Bu eser, genellikle Anadolu'nun zengin sözlü geleneğinden derlenmiş, kaybolmaya yüz tutmuş masalları bir araya getirir. Bu masallar; bilgelik, dürüstlük, iyilik-kötülük mücadelesi g...
5. Bölüm

Şah Mehmet ve Ateşsiz Odun

13 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Şah Mehmet Masalları

Masal: 5
Şah Mehmet ve Ateşsiz Odun
Döşeme (Giriş)

Evvel zaman içinde, uzak diyarların birinde, dört bir yanı altın ve gümüşle parlayan ama halkının kalbi korkuyla titreyen bir krallık varmış. Bu krallığın başında, ne tanrı tanıyan ne de insanlık bilen, zalimliğinden dolayı adı Taş Kalp'e çıkmış bir kral hüküm sürermiş. Kral, kendisinden başkasına secde edilmesini yasaklamış, kim imandan bahsetse zindanlara atarmış.
Adaletli padişah Şah Mehmet ise, iyiliğiyle nam salmış, hikmetli bir gönle sahipmiş. Şah Mehmet, Taş Kalp'in zulmünü duydukça üzülür, o zalim kralı doğru yola getirmeyi kendine bir görev bilmiş.
Zalim Kralın Sarayı
Şah Mehmet, tacını tahtını bırakmış, sade bir derviş kılığına girerek Taş Kalp'in ülkesine varmış. Kralın sarayına yaklaştığında, devasa bir meydan görmüş. Meydanın ortasında, Kralın buyruğuyla, imandan dönmeyenler için kurulan devasa bir ateş çukuru tütüyormuş.
Şah Mehmet, elinde sadece kuru bir odun parçası ile Kralın huzuruna çıkmış.
"Ey Kral! Sana, geldiğim diyarlardan bir hediye getirdim," demiş.
Kral Taş Kalp, kahkahalarla gülmüş: "Benim altınlarım, mücevherlerim var. Bir dervişin kuru odunundan ne hayır gelir?"
Şah Mehmet, cesaretle cevap vermiş: "Bu odun kuru bir odun değildir Kralım. Bu, imanın ve hikmetin simgesidir. Gücü sadece Allah'tan alır."
Keramet ve İmtihan
Taş Kalp öfkelenmiş: "Eğer bu odun dediğin kadar güçlü ise, onu hemen şimdi yak! Eğer yanmazsa, o zaman senin tanrının gücü benimkinden büyüktür. Ama yanarsa, sen de o ateş çukuruna atılırsın!"
Şah Mehmet, başını göğe çevirmiş, Yaradan'a yakarmış. Sonra elindeki kuru odun parçasını, meydanın tam ortasına, herkesin görebileceği bir yere dikmiş.
Kral, emrindeki sihirbazları ve muhafızları çağırmış. Muhafızlar, en keskin sihirli ateşlerle odunu yakmaya çalışmışlar.
Birinci sihirbaz, odunun etrafına alev çemberi çizmiş. Alevler oduna yaklaştıkça sönmüş, çevreleyen hava serinlemiş.
İkinci sihirbaz, gökten yıldırım düşürmeye çalışmış. Yıldırım, odunun yanındaki toprağa düşmüş ama odun dimdik ayakta kalmış.
Üçüncü sihirbaz, yedi kat dağın odununu yakacak kadar büyük bir büyülü ateş çıkarmış. O ateş, Şah Mehmet'in kuru odununa yaklaştığında, alevler bir anda yön değiştirmiş ve Kralın tahtının hemen yanındaki kurumuş ağacı yakmış.
Odunun Çiçek Açması
Kral ve saray ahalisi dehşete kapılmış. Şah Mehmet ise tebessüm etmiş ve odunun yanına gitmiş. Eğilip, odun parçasına su yerine gönlünden gelen bir dua fısıldamış.
O anda, kuru odun parçası göz açıp kapayıncaya kadar yeşermeye başlamış. Dikenli, kuru gövdesi pürüzsüzleşmiş. En tepesinde, ne cennette ne de yeryüzünde eşi benzeri görülmemiş, mis kokulu, bembeyaz bir 'İman Çiçeği' açmış. Çiçeğin etrafa yaydığı ışık, Kralın taçındaki bütün değerli taşların pırıltısını bastırmış.
Taş Kalp'in İmana Gelmesi
Kral Taş Kalp, bu keramet karşısında yerinden kalkamamış. Gözleri yaşla dolmuş. İlk defa kalbindeki taşın çatladığını, nefret ve kibrin eridiğini hissetmiş. Gözü, meydandaki ateş çukurundan, o kuru odunun üzerinde açan bembeyaz çiçeğe kaymış.
Kral tahtından inmiş, taçını yere atmış ve Şah Mehmet'in önünde diz çökmüş:
"Ey Şah Mehmet! Senin kuru odunun benim kibrimi yaktı, kalbimi yeşertti. Kerametini gösterdiğin Allah'ın gücü, bütün krallıklardan üstündür! Ben, bu andan itibaren, Senin inandığın tek Tanrı'ya iman ediyorum!"
Taş Kalp, o günden sonra tövbe etmiş. Zindanların kapısı açılmış, ateş çukuru söndürülmüş ve yerine bir cami inşa edilmiş. Şah Mehmet, kılıcın ve ordunun gücü yerine, imanın ve hikmetin kudretiyle bir krallığı zulümden kurtarmış.
Gökten üç elma düşmüş; biri Şah Mehmet'in hikmetine, biri odunun kerametine, biri de imana gelen Taş Kalp'in kurtuluşuna.

Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL