Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
8. Bölüm

Bölüm 6: On İki İmam'ın Şefaati: Yolun Rehberleri

0 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Semah’ın ardından köy odasına çöken derin sükûnet, sadece fiziksel bir yorgunluk değil, aynı zamanda ruhun yüksek bir makamdan inmesinin getirdiği bir ağırlıktı. Dede, curasını tekrar kucağına aldı, ancak bu kez çalmak yerine, ona yaslandı.
I. Dede’nin Sohbeti: Nur ve Kerbela
"Canlar," diye başladı Ap Aziz Dede, sesi artık coşkun bir nehir değil, yatağında sakinleşmiş, bilge bir suydu. "Semahımız, Kırklar Meclisi'nin hatırasıydı. Ama şimdi, o meclisin bıraktığı yadigârı konuşacağız: Ehlibeyt'i ve On İki İmam'ı."
Dede’nin sohbeti, Alevilik öğretisinin temeli olan Tevella ve Teberra (Ehlibeyt'i sevmek ve onlara zulmedenlerden uzak durmak) üzerine odaklandı.
"Yolumuz, İmam Ali ile başlar. O, Hakk’ın ilminin kapısıdır, yedi kat Kur’an’ın sırrıdır," dedi Dede. "On İki İmam ise, o ilmin, o nurun, o zulme karşı direnişin kesintiye uğramayan zinciridir. Onlar, bize sadece dini değil, aynı zamanda İnsan-ı Kâmil olmayı öğreten rehberlerdir."
Dede, gaz lambasının loş ışığında parlayan çehresiyle, Kerbela olayına geldi. Sesi hüzünlendi.
"Onların çektiği acı, bizim yolumuzun çilesidir. İmam Hüseyin’in duruşu, sadece bir savaş değil, zulme karşı hakkın, haksızlığa karşı adaletin sonsuza dek sürecek İkrarıdır."
II. Ali’nin Sorusu ve Hikmetli Cevap
Genç Ali, Dede’nin anlattığı bu derin felsefeden etkilenmişti. Şehirde Alevilik hakkında duyduğu sığ, çoğu zaman çarpıtılmış bilgileri hatırladı. Elini kaldırıp çekinerek sordu:
"Dede, biz her Perşembe Cem yapıyoruz, İmamlarımızı anıyoruz. Peki, bu direniş, bu aşk, günümüzde bizim hayatımıza nasıl yansımalı? Sadece onları anmak yeter mi?"
Dede, tebessüm etti. Bu, beklediği bir soruydu.
"Güzel canım Ali," dedi. "On İki İmam’ı anmak, sadece yas tutmak değildir. Onları anmak, onların ilkelerini yaşamaktır. Onların ilkeleri nedir?"
Dede, duraksadı ve odadaki canlara baktı.
"İmam Ali’nin adaleti, İmam Hasan’ın rızalığı, İmam Hüseyin’in direnişidir! Onlar, bize şunu fısıldar: Kalbinizde kibir varsa, siz İmam’ın yolunda değilsiniz. Cebinizde kul hakkı varsa, Kerbela’da zulmedenle aynı saftasınız demektir. İmam sevgisi, Eline, Diline, Beline sahip çıkmaktır."
Bu açıklama, Alevilik felsefesini somutlaştırmış, dinden bir yaşam biçimine dönüştürmüştü.
III. Şehirli Misafirin Sessiz İkrarı
Odanın bir köşesinde sessizce oturan şehirli yabancı, Dede’nin her kelimesini adeta içiyordu. O, buraya bir merakla gelmişti, ancak şimdi bir manevi ders alıyordu.
Yabancı, daha önce bu kadar saf, bu kadar direnişçi bir inanç yorumu görmemişti. Dede, ne maddi zenginlikten ne de siyasi güçten bahsediyordu; sadece ahlaktan, vicdandan ve insanın özündeki adalet arayışından bahsediyordu.
Gözcü Yusuf Amca, yabancının yüzündeki şaşkınlığı ve huşuyu fark etti. Yusuf Amca, sessizce yanına yaklaştı ve Dede’nin sözlerini desteklercesine fısıldadı: "Dede der ki, yolumuzun Kitabı, Kur'an-ı Kerim'in özüdür; ama asıl yorumu, insanın vicdanıdır."
Dede, sözlerine devam etti: "Bizim Cemimiz, On İki İmam’ın bize bıraktığı mirası koruma yemindir. Her Semah, her Nefes, 'Biz, zalime değil, mazluma yoldaşız,' demektir. Bu meydanda bulunan her can, bu ikrarı bir kez daha vermiştir."
Sohbetin gücü, Semah’ın coşkusundan daha derin bir etki yaratmıştı. Köylüler, sanki bir kez daha Musahiplik sözü veriyor gibi, başlarını saygıyla eğdiler.
Dede, yavaşça curasını tekrar eline aldı. "Şimdi, bu ikrarın ve imanın mührünü vuralım. Sıra, Yol’un en yüce mertebesine, İnsan-ı Kâmil sohbetine geldi. Ama ondan önce, bir nefesle gönlümüzü yumuşatalım."
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL