Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin merkezinde yer alan "rızalık" (karşılıklı razı olma) kavramını, Hint alt kıtasında ortaya çıkmış tektanrılı bir din olan Sihizm'in etik ve felsefi öğretileri ile karşılaştırmalı bir analize tabi tutmayı amaçlamaktadır. Her iki gelenek de, bireyin yalnızca Tanrı'ya değil, topluma ve tüm yaratılmışlara karşı da sorumluluğunu vurgular. Alevi-Bektaşi yolundaki "döktüğünü doldur, ağlattığını güldür, yıktığını yap" ve "insan-ı kâmil" olma idealinin, Sihizm'deki "Kirat Karni" (dürüst emek), "Wand kay Shako" (paylaşarak tüketmek) ve "Sewa" (özverili hizmet) ilkeleriyle nasıl kesiştiği incelenecektir. Makale, bu iki görünüşte farklı dini geleneğin, evrensel bir etik zeminde, pratik ahlak, toplumsal adalet ve aktif sorumluluk konusunda nasıl ortak bir dil konuştuğunu ortaya koyacaktır. Anahtar Kelimeler: Rızalık, Alevilik, Bektaşilik, Sihizm, Kirat Karni, Wand kay Shako, Karşılaştırmalı Dinler, Etik, Telafi.
Giriş
Dinler tarihi, insanın Tanrı ve toplum ile ilişkisini düzenleyen sayısız etik sistem üretmiştir. Alevi-Bektaşi geleneği, bu ilişkiyi "rızalık" kavramı üzerine inşa eder. Rızalık, bir hakkın teslimi, bir hatanın telafisi ve nihayetinde toplumsal barışın (huzur) tesis edilmesidir. Bu çalışma, bu kavramın sınırlarını, coğrafi ve kültürel olarak uzak ama felsefi olarak şaşırtıcı derecede yakın olan Sih dini ile test etmektedir. Sihizm'in kurucusu Guru Nanak'ın "Tanrı'nın tek olduğu" (Ik Onkar) ve "kast sisteminin reddi" ilkeleri, Alevi-Bektaşi öğretisindeki "Vahdet-i Vücut" ve "musahiplik" (eşitlik) ile paralellik gösterir. Bu ortak zemin, iki geleneğin etik anlayışlarının karşılaştırılabilir olmasını sağlar.
1. Bölüm: Sihizm'in Temel Felsefesi ve Üç Temel İlkesi
Sihizm, 15. yüzyılda Guru Nanak tarafından, dönemin Hindistan'ındaki Hindu ve İslami uygulamalara bir tepki ve sentez olarak kurulmuştur. Temelini üç altın kural oluşturur:
Naam Japna: Tanrı'nın adını anmak, O'nu her an hatırda tutmak ve zikretmek.
Kirat Karni: Dürüstçe çalışmak, alın teriyle ve erdemli bir şekilde geçimini sağlamak. Bu, "elini yanlış cebe atma" ve "helâl kazanç" ilkesiyle doğrudan örtüşür.
Wand kay Shako: Kazanılanı ihtiyacı olanlarla paylaşmak (Wand) ve toplulukla birlikte tüketmek (Shako). Bu ilke, bireyciliği reddeder ve toplumsal dayanışmayı merkeze alır.
Sih inancında, gerçek dindarlık, yalnızca ibadetle değil, bu üç ilkenin günlük yaşamda aktif olarak uygulanmasıyla mümkündür. Bu, Alevi-Bektaşi'deki "ibadet insanlık içindir" ve "eline, beline, diline sahip ol" pratiğine benzer bir eylemsel dindarlık vurgusudur.
2. Bölüm: Rızalık ve Wand kay Shako: Paylaşım ve Telafi
Alevi-Bektaşi metnindeki "döktüğünü doldur" emri, verilen zararın maddi ve manevi olarak telafi edilmesini gerektirir. Sihizm'deki Wand kay Shako ilkesi, bu telafiyi proaktif bir şekilde, zarar vermeden önce önlemeyi hedefler. Bir Sih, kazancının en az %10'unu (Dasvandh) ihtiyacı olanlarla paylaşmakla yükümlüdür. Bu, toplumda oluşabilecek haksızlıkların, yoksunlukların ve dolayısıyla "rızasızlığın" önüne geçmek için kurumsallaşmış bir mekanizmadır.
"Ağlattığını güldür" ilkesi, Sihizm'de "Sewa" (gönüllü, karşılıksız hizmet) olarak tezahür eder. İnsanlara ve tüm yaratılışa hizmet, Tanrı'ya hizmettir. Langar (ücretsiz toplu yemekhane) geleneği, Sewa'nın en somut örneğidir. Burada zengin-fakir, her din ve kasttan insan aynı zeminde, aynı yemeği yiyerek toplumsal rızalığı fiilen inşa eder.
3. Bölüm: Sorumluluk Bilinci: Kirat Karni ve Özeleştiri
"Ayağına taş dolansa suç taşta mı sende mi?" sorusu, sorumluluğun dışsallaştırılamayacağını söyler. Sihizm'de bu, Kirat Karni (dürüst emek) ilkesiyle sağlanır. Bir Sih, kazanç yollarının tamamen şeffaf ve erdemli olmasından sorumludur. Dolandırıcılık, hile veya sömürü yoluyla kazanılan bir gelir, Wand kay Shako ile dahi temize çıkarılamaz. Bu, "cahiller kendini aklar" uyarısına bir yanıt gibidir: Haksız kazancını paylaşmak, kişiyi aklamaz; önce kazanç yolunun kendisi dürüst olmalıdır.
Sihizm'de resmi bir günah çıkarma ayini yoktur. Birey, eylemlerinin sonuçlarından doğrudan kendisi sorumludur ("El, gövdenin kaşındığı yeri bilir"). Bu, kişiyi sürekli bir öz-sorgulama (özünü yoklama) durumunda olmaya iter.
4. Bölüm: Kâmil İnsan ve Gurmukh Kavramı
Alevi-Bektaşi yolunun nihai hedefi, rızalık yolunda ilerleyen "insan-ı kâmil"dir. Sihizm'de bu ideal, "Gurmukh" (Guru'nun ağzından çıkan/Öğreti'ye yönelen kişi) kavramıyla ifade bulur. Gurmukh, benliğinin tutkularına (Manmukh - benlik merkezli kişi) kapılmış kişinin zıddıdır. O, Naam Japna, Kirat Karni ve Wand kay Shako ilkelerini hayatına geçirerek, kendini aşmış ve topluluk içinde erdemli bir hayat süren kişidir.
Tıpkı "tavukların parasını ödeyip rızalık alan" kişinin "sîrette insan-ı kâmil" mertebesine erişmesi gibi, bir Gurmukh da toplumsal sorumluluklarını yerine getirerek hakiki dindarlık mertebesine ulaşır. Her iki gelenekte de olgunluk, bireysel bir kurtuluş değil, toplumsal bir uzlaşı ve ahlaki sorumluluk halidir.
Sonuç ve Karşılaştırmalı Analiz
Alevi-Bektaşi öğretisi ve Sihizm, coğrafi, tarihi ve teolojik kökenleri farklı olmasına rağmen, evrensel bir etik zeminde buluşurlar. Her iki gelenek de:
Dürüst Emek (Helâl Kazanç / Kirat Karni) vurgusu yapar.
Paylaşım ve Dayanışmayı (Rızalık / Wand kay Shako ve Sewa) dinin merkezine yerleştirir.
Bireyin aktif sorumluluğunu ön plana çıkarır ve suçu dışsallaştırmayı reddeder.
Toplumsal eşitliği ve adaleti dini bir gereklilik olarak görür.
Olgun insan (İnsan-ı Kâmil / Gurmukh) idealini, topluma aktif katılımla tanımlar.
Temel fark, Sihizm'de bu ilkelerin (Langar, Dasvandh) oldukça kurumsal ve topluluk bazlı bir yapıya oturmasıyken, Alevi-Bektaşi geleneğinde daha çok bireyin vicdanına ve cemaatin manevi otoritesine (Dede) bırakılmış olmasıdır.
Sonuç olarak, "rızalık" kavramı, yalnızca Alevi-Bektaşi geleneğine özgü bir kavram olmaktan ziyade, Sihizm örneğinde görüldüğü üzere, insan onurunu, toplumsal barışı ve adil bir düzeni hedefleyen evrensel bir etik ilke olarak okunabilir. Bu iki yol, insanlığa, inancın yalnızca bir inançlar bütünü değil, aynı zamanda eyleme dökülen bir ahlak ve sorumluluk felsefesi olduğunu hatırlatmaktadır.
Kaynakça
Sihizm ile İlgili Birincil ve Temel Kaynaklar:
Guru Granth Sahib. (Sihlerin kutsal kitabı ve sonsuz Guru'su). İngilizce çevirileri mevcuttur.
Nesbitt, Eleanor. Sikhism: A Very Short Introduction. Oxford University Press, 2005.
Singh, Nikky-Guninder Kaur. Sikhism: An Introduction. I.B. Tauris, 2011.
Cole, W. Owen. Understanding Sikhism. Dunedin Academic Press, 2004.
Alevi-Bektaşi Geleneği ile İlgili Kaynaklar:
Buyruk (Şeyh Safi Buyruğu veya İmam Cafer Buyruğu).
Ocak, Ahmet Yaşar. Babailer İsyanı: Aleviliğin Tarihsel Altyapısı. Dergah Yayınları.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.