Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
Öz: Bu çalışma, Anadolu merkezli bir İslam yorumu olan Alevi-Bektaşi geleneğinin merkezî kavramlarından "Rızalık" (karşılıklı razı olma, gönül birliği) ilkesini, Hint kökenli bir din ve felsefe sistemi olan Budizm'in etik öğretileri ile karşılaştırmalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Her iki gelenek de, insanın olgunlaşma sürecini (Alevilik'te insan-ı kâmil, Budizm'de arya/arhat/bodhisattva) merkeze alır ve bu sürecin, bireyin kendi eylemlerinin (karma) sorumluluğunu üstlenmesi ve verdiği zararları telafi etmesi yoluyla işlediğini vurgular. Makale, "eline, beline, diline sahip ol" gibi Alevi ahlak kurallarının Budist Sekiz Aşamalı Asil Yol'daki "Doğru Eylem, Doğru Söz, Doğru Geçim" ile olan benzerliğini; "özünü yoklama" ile "içgörü" (vipassana) pratiği arasındaki paralelliği; ve nihayetinde "rızalık" ile "şefkat" (karuna) ve "bağışlama" arasındaki derin temas noktalarını ortaya koyacaktır. Sonuç olarak, bu çalışma, coğrafi ve teolojik olarak ayrı kökenlere sahip bu iki geleneğin, evrensel bir etik ve insanlık duruşunda nasıl buluştuğunu göstermeyi hedeflemektedir. Anahtar Kelimeler: Rızalık, Alevilik, Bektaşilik, Budizm, Karşılaştırmalı Dinler, Etik, Karma, Telafi, İnsan-ı Kâmil, Nirvana.
Giriş
İnsanlık tarihi, birbirinden bağımsız gelişen ancak benzer etik ve manevi ilkeleri vurgulayan geleneklerle doludur. Alevi-Bektaşi öğretisi ve Budizm, bu anlamda çarpıcı bir karşılaştırma sunar. Biri teistik bir dinin içsel yorumu, diğeri non-teistik bir felsefi-dini sistem olmasına rağmen, her ikisi de eylemin sonuçlarına dair derin bir sorumluluk bilinci, öz-disiplin ve acıyı dindirme üzerine kuruludur. Bu makale, Alevilik'teki "Rızalık Yolu"nu, Budizm'in "Dört Yüce Gerçek" ve "Sekiz Aşamalı Asil Yol" ışığında analiz edecek ve iki sistem arasındaki fenomenolojik ve etik örtüşmeleri inceleyecektir.
1. Bölüm: Temel Ahlaki İlkelerin Karşılaştırılması
Alevi-Bektaşi Geleneği: "Üçler Kuralı"
Eline Sahip Olmak: Hırsızlık yapmamak, helal kazanç. ("Koymadığını alma")
Beline Sahip Olmak: İffet, cinsel sorumluluk. ("Yanlış yatakta uyuma")
Diline Sahip Olmak: Yalandan, gıybetten kaçınmak. ("Görmediğini söyleme, incitme")
Budist Etik (Sila): "Sekiz Aşamalı Asil Yol"un Üç Bileşeni
Doğru Eylem (Samma Kammanto): Öldürmemek, çalmamak, zina etmemek. Bu, "eline ve beline sahip ol" ilkesiyle birebir örtüşür.
Doğru Söz (Samma Vaca): Yalan söylememek, dedikodu yapmamak, kırıcı ve gereksiz konuşmamak. Bu, "diline sahip ol" ilkesinin Budist versiyonudur.
Doğru Geçim (Samma Ajiva): Başkalarına zarar veren işlerden (silah, uyuşturucu ticareti vb.) uzak durarak helal rızık peşinde olmak.
Analiz: Her iki gelenek de, etik olgunlaşmanın, bireyin dış dünyayla etkileşimini düzenleyen bu temel prensiplerle başladığı konusunda hemfikirdir. Bu kurallar, toplumsal uyumu sağlamanın yanı sıra, zihni olumsuz karma birikiminden arındırarak içsel bir arınmanın (meditasyon/özünü yoklama) zeminini hazırlar.
2. Bölüm: Sorumluluk Bilinci ve Özeleştiri Mekanizması
Alevi-Bektaşi Geleneği:
"Ayağına taş dolansa suç taşta mı sende mi?": Dış faktörleri suçlamayı reddeder, sorumluluğu bireye yükler.
"Arif olan özünü yoklar, cahiller kendini aklar": Bilgeliğin, sürekli bir öz-eleştiri ve nefs muhasebesiyle geldiğini söyler.
Budist Öğreti (Karma ve Pratityasamutpada):
Karma Yasası: Her eylemin (karma) kaçınılmaz bir sonucu (vipaka) vardır. Acı çekmek, dış etkenlerden değil, kişinin kendi geçmiş eylemlerinden kaynaklanır. Bu, "ayağına taş dolansa kendimden bilirim" ifadesinin Budistçe formülasyonudur.
İçgörü Meditasyonu (Vipassana): Budist pratiğinin özü, zihni ve eylemleri tarafsız bir şekilde gözlemleyerek, "cehaletin" (avidya) ve acının köklerine inmektir. Bu, Alevilik'teki "özünü yoklama" pratiğiyle doğrudan paraleldir. Her ikisi de kişiyi, kusurlarını örtmekten (aklamak) ziyade, onları görmeye ve anlamaya iter.
3. Bölüm: Telafi, Tazmin ve Nihai Amaç: Rızalık vs. Nirvana
Alevi-Bektaşi Geleneğinde Rızalık Yolu: Buradaki nihai amaç, "insan-ı kâmil" olmaktır. Bu mertebeye, yalnızca hatanın farkına varmakla değil, aktif telafi ile ulaşılır:
Farkındalık: Eylemin iyi/kötü olduğunu anlamak ("sûrette insan").
Tazmin (Telafi): Maddi ve manevi zararı ödemek ("tavukların parasını vermek").
Rızalık Alma: Mağdurun gönlünü alarak toplumsal ve içsel barışı tesis etmek. Bu süreç, bireyi toplumla ve kendi özüyle barıştırır.
Budist Öğretide Nirvana Yolu: Budizm'de nihai amaç, acı çekme döngüsünden (samsara) kurtulmak, yani Nirvana'ya ulaşmaktır. Bu yol, Alevilik'teki üç aşamalı süreçle benzer bir mantık izler:
Bilgelik (Prajna): Acının kaynağını ve karma yasasını anlamak (Farkındalık).
Etik Davranış (Sila) ve Meditasyon (Samadhi): Olumsuz karma üretmeyi bırakmak ve zihni arındırmak. Telafi, olumsuz karma'yı dengelemenin bir yoludur. Dhammapada (1. ve 2. beyitler) der ki: "Zihnin önculuğundan fenalık gelirse, acı onu gölge gibi izler... Zihnin önculuğundan iyilik gelirse, mutluluk onu asla bırakmayan gölge gibi izler."
Şefkat (Karuna) ve Bağışlama: Bodhisattva idealinde, kişi kendi kurtuluşunu, tüm canlıların acısını dindirmeye adar. Başkalarına verilen zararı onarmak ve onlarla barışmak, bu yolun ayrılmaz bir parçasıdır. Rızalık almak, mağdurun acısını dindirir; bu da Budist şefkatin somut bir ifadesidir.
Analiz: Her iki sistem de, kurtuluşun veya olgunlaşmanın, yalnızca içsel bir aydınlanma değil, aynı zamanda dışsal dünyayla etik ve uzlaşmacı bir ilişki kurmayı gerektirdiğinde ısrar eder. Rızalık, toplumsal Nirvana'nın bir tezahürüdür.
Sonuç
Alevi-Bektaşi öğretisindeki "Rızalık" kavramı ile Budist etiğin temel taşları arasında dikkat çekici bir uyum bulunmaktadır. Her iki gelenek de:
Temel ahlaki prensiplerle eylemi düzenler,
Sorumluluğu dışarıda değil, bireyin kendisinde arar,
Olgunlaşma sürecinin, eylemin sonuçlarını üstlenmek ve telafi etmekten geçtiğini savunur,
Nihai hedefi, hem bireysel hem de toplumsal bir barış ve uyum hali olarak tanımlar.
Teolojik çerçeveleri (Tanrı merkezli vs. non-teistik) farklı olsa da, pratik etik ve insanlık ideali söz konusu olduğunda, bu iki kadim bilgelik yolu, evrensel bir etik dilde buluşmaktadır. Alevilik'teki "insan-ı kâmil" ile Budizm'deki "arhat" veya "bodhisattva" aynı temel erdemleri yansıtır: bilgelik, şefkat ve aktif sorumluluk. Bu çalışma, farklı kültürlerin din ve ahlak anlayışları arasındaki bu derin diyaloğun, daha hümanist ve barışçıl bir dünya inşası için ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koymaktadır.
Kaynakça (Örnek)
Alevi-Bektaşi Kaynakları:
Buyruk (Şeyh Safi Buyruğu).
Kaygusuz Abdal. Budala-name.
Ocak, Ahmet Yaşar. Babailer İsyanı: Aleviliğin Tarihsel Altyapısı. Dergah Yayınları.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.