Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
17. Bölüm

Antik Yunan Aklı Işığında Bir Alevi-Bektaşi Etik İlkesi: Rızalık Kavramının Sokratesçi, Platoncu ve Aristotelesçi Bir Analizi

24 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Bir Metafor Olarak Köpek

"Hak, Muhammed, Ali. Ey Dede! Sana dil verdim, haktan ve hakikatten yana baş kaldır. Döktüğünü doldur, ağlattığını güldür, yıktığını yap. Bu yolda incinme, incitme; dar gel, doğru söyle." İşte bu yola girene, RIZALIK yolunda denir.

Şu örnek üzerine düşünelim: Bir köpek kümese girer ve tavukları yer. O bir hayvandır ve bu eyleminin iyi ya da kötü olduğunu bilemez. Aynı şekilde, bazı insanlar da sûrette insan olabilir (yani insan suretindedir), ancak yaptığı bir eylemin iyi mi kötü mü olduğunun bilincinde değilse, o sîrette hayvan (yani özü itibarıyla) olarak kalır.

Kişi, yaptığı eylemin iyi veya kötü olduğunun bilincine varırsa, işte o zaman sûrette insan, sîrette de insan olma yoluna girer. Fakat kemale ermek için bu da yetmez. O kişi, yediği tavukların parasını, zarar verdiği sahibine öder ve onun rızalığını alırsa, artık sûrette insan, sîrette insan-ı kâmil olma mertebesine yükselir ve gerçek rızalık yolunda ilerler.

Bu yolun özü, kişinin tüm sıkıntıları kendinden bilmesidir. "Ayağıma taş dolansa, kendimden bilirim." sözü bu hakikati ifade eder. Nasıl ki el, gövdenin kaşındığı yeri bilirse, can da kendi derdinin dermanını içinde taşır.

Bu yolun yolcuları ikiye ayrılır: Ârifler ve kâmiller, daima özünü yoklar; cahiller ise daima kendini aklar. İnsan-ı kâmil, sürekli özünü yoklayarak eksiğini ve kusurunu bulur. Maddi veya manevi olarak zarar verdiği her mazlumun zararını, ziyanını tazmin eder ve nihayetinde rızalık yoluna girer. İşte esas olan da budur.

Alevi metnindeki "kümesdeki köpek" metaforu, insanlık durumuna dair derin bir fenomendir. Köpek, eyleminin etik sonuçlarından habersizdir; onun için eylem, sadece içgüdüsel bir doyumdur. Buradan hareketle, bu metafor insanın bilinç, özgürlük ve sorumluluk üçgenindeki yerini anlamak için kullanabilir.



Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin merkezinde yer alan "Rızalık" (karşılıklı razı olma, onay) kavramını, Antik Yunan felsefesinin araçlarıyla psikolojik, sosyolojik, felsefi ve tarihsel boyutlarıyla incelemeyi amaçlamaktadır. Metinde geçen "köpek metaforu" üzerinden ahlaki sorumluluk, bilinç ve erdem (arete) edinimi süreci, Sokrates'in "kendini bil" ilkesi, Platon'un "Devlet"indeki adalet (dikaiosyne) anlayışı ve Aristoteles'in "Nikomakhos'a Etik"inde ortaya koyduğu pratik bilgelik (phronesis) ve dostluk (philia) kavramları bağlamında analiz edilecektir. Çalışma, birbirinden coğrafi ve tarihsel olarak ayrı bu iki geleneğin, insan olma ve "kamil insan" (Grekçe: spoudaios anthrōpos) olma yolundaki evrensel etik arayışlarında nasıl kesiştiğini ortaya koymayı hedeflemektedir.

Anahtar Kelimeler: Rızalık, Alevi-Bektaşi Etiği, Antik Yunan Felsefesi, Sokrates, Aristoteles, Erdem, Adalet, Köpek Metaforu.

Giriş: İki Geleneğin Kavşak Noktasında Bir Etik İlke

Alevi-Bektaşi öğretisi, "Rızalık" kavramını bir toplumsal uzlaşma aracından öte, bireyin içsel dönüşümünün ve olgunlaşmasının (insan-ı kâmil) nihai hedefi olarak konumlandırır. Antik Yunan felsefesi ise, özellikle Sokrates, Platon ve Aristoteles ile birlikte, iyi yaşamın (eudaimonia) ne olduğunu, erdemin (arete) nasıl edinileceğini ve adil bir toplumun temellerinin neler olması gerektiğini akıl (logos) yoluyla sorgulayarak temellendirmiştir. Bu makale, "köpek metaforu" ve "Rızalık" ilkesi özelinde, bu iki geleneği diyaloğa sokmayı amaçlamaktadır.

1. Bölüm: Köpek Metaforunun Antik Yunan'daki Karşılıkları: Bilinç ve Sorumluluk

Metindeki "köpek" imgesi, ahlaki farkındalıktan yoksun, yalnızca içgüdüleriyle hareket eden bir varlığı temsil eder. Bu durum, Antik Yunan'da "akılsız yaşam" (zoe) ile "siyasal ve ahlaki yaşam" (bios politikos) ayrımını akla getirir.

Sokrates ve "Kendini Bil" (Gnōthi Sauton): Köpeğin yaptığı eylemin iyi veya kötü olduğunu bilmemesi, Sokratesçi anlamda "cehalet" halidir. Sokrates için gerçek kötülük, bilgisizlikten gelir. İnsan, iyinin ne olduğunu bilse ona yönelecektir. Metindeki "cahiller kendini aklar" ifadesi, tam da bu Sokratesçi cehalet haline işaret eder. Cahil kişi, bilmediği için kusurunu görmez ve kendini aklar. Oysa "arif olan özünü yoklar" çağrısı, Sokrates'in "sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez" sözüyle birebir örtüşür. Her iki gelenek de insanı, eylemlerinin etik sonuçlarını düşünmeye ve kendini sorgulamaya davet eder.

Aristoteles ve Rasyonel İlke (Logos): Aristoteles için insanı hayvandan ayıran şey, "akılsal ilkeye" (logos) sahip olmasıdır (Nikomakhos'a Etik, 1098a). Köpek metaforundaki "sûrette insan" (görünüşte insan), potansiyel olarak logos'a sahiptir ancak onu etkin bir şekilde kullanamamaktadır. "Sîrette insan" (özünde insan) olma yolu, bu rasyonel ilkeyi erdemle bütünleştirerek pratik yaşama uygulamaktan geçer.

2. Bölüm: Rızalık (Consent) Kavramının Felsefi ve Sosyolojik Çözümlemesi

Rızalık, basit bir "özür dileme" değil, aktif bir telafi (tazmin) ve toplumsal bağın yeniden inşası sürecidir.

Platon'da Adalet (Dikaiosyne) ve Uyum (Harmonia): Platon, "Devlet" (Politeia) adlı eserinde adaleti, ruhun ve toplumun üç parçasının (akıl, irade, arzu) kendi işini yapması ve diğerlerine karışmaması olarak tanımlar. Bu, bir iç uyum (harmonia) halidir. Bir hata yapıldığında (örneğin, tavukların yenmesi) bu uyum bozulmuştur. Rızalık yoluyla tazminat ödemek ve gönül almak, bozulan sosyal ve bireysel uyumu yeniden tesis etme çabasıdır. Platon'un ideal devletindeki "herkese hak ettiğini verme" ilkesi, Rızalık sürecindeki "tazminat" fikriyle paralellik gösterir.

Aristoteles'te Dostluk (Philia) ve Ortak Yasa (Nomos): Aristoteles için dostluk (philia), bir toplumu bir arada tutan en önemli bağdır. Dostluk, karşılıklı iyilik isteği ve saygı üzerine kuruludur. Rızalık, bu dostluğu zedeleyen bir durumdan sonra, ilişkiyi onarma, karşılıklı "iyi niyet" (eunoia) ve "saygı"yı (aidōs) yeniden tesis etme pratiğidir. Ayrıca, Aristoteles'in "Politika"sında vurguladığı "ortak yasa" (nomos) kavramı, Rızalık'ın toplumsal hukuk düzeyindeki karşılığı olarak düşünülebilir; yazılı olmayan ancak toplumsal uzlaşıyla kabul gören ahlaki kurallar bütünü.

3. Bölüm: İnsan-ı Kâmil'in Antik Yunan'daki Karşılığı: Spoudaios (Dürüst/Erdemli İnsan)

Metinde "insan" olmanın dört şartı olarak sayılan özellikler, Antik Yunan'da "soylu/erdemli/dürüst insan" (spoudaios anthrōpos) kavramıyla birebir örtüşür.

Alevi-Bektaşi Tanımı Antik Yunan'daki Karşılığı Filozof
Akıl, Mantık, Bilim Logos (Akılsal İlke), Epistēmē (Bilgi) Sokrates, Aristoteles
Sevgi, Merhamet, Vicdan Philanthrōpia (İnsanseverlik), Eleos (Acıma) Stoacılar
Hak, Hukuk, Adalet Dikaiosyne (Adalet), Nomos (Yasa) Platon, Aristoteles
Emek, Helal Kazanç Ergon (İş/Yapıt), Ktēsis (Edinim) - Doğru Edinim Aristoteles
Aristoteles, erdemli insanın, aklı rehber alarak, aşırı uçların ortası olan "altın orta"da (mesotēs) hareket ettiğini söyler. Rızalık yoluna giren bir kişi, yaptığı hatayı kabul etmekle kibrin (aşırı gurur) ve kendini aklama (aşırı sorumsuzluk) uçlarından uzaklaşarak, tevazu ve sorumluluk erdemlerinin ortasına yerleşir.

4. Bölüm: "Allah'ı İnsan Yarattı" Bakışının Felsefi Yorumu

Bu radikal ifade, Antik Yunan'ın sofist geleneği ve Protagoras'ın ünlü "İnsan her şeyin ölçüsüdür" (anthrōpos metron pantōn) sözüyle diyalog kurabilir. Bu, mutlak ve insanüstü bir hakikatin reddinden ziyade, insanın hakikati algılama ve yorumlama biçimlerinin kaçınılmaz olarak onun sınırlı deneyimi ve zihniyle şekillendiğine dair bir vurgudur. Bu, metnin sonundaki "incele, analiz et, çözümle" çağrısını da anlamlandırır: Din ve ahlak, dogmalarla değil, Sokratesçi bir sorgulama ve eleştirel akıl yürütme (dialektika) ile içselleştirilmelidir.

Sonuç

Alevi-Bektaşi öğretisindeki Rızalık kavramı, Antik Yunan felsefesinin ışığında incelendiğinde, evrensel bir etik ilke olarak karşımıza çıkar. Her iki gelenek de:

Bireyin sorumluluğunu ve kendini sorgulamasını (Sokrates) merkeze alır.

Ahlaki olgunlaşmayı, bilinçlenme ve erdem edinme (Aristoteles) süreci olarak görür.

Toplumsal düzeni, karşılıklı razı olma (Rızalık) ve adalet (Platon) üzerine inşa eder.

Eleştirel aklı ve sorgulamayı dogmanın önünde tutar.

Köpek metaforu üzerinden şekillenen bu yolculuk, insanı, içgüdüleriyle hareket eden bir varlıktan, aklı ve vicdanıyla hareket eden, hatalarının sorumluluğunu alıp onları telafi ederek toplumsal uyumu yeniden kuran "kâmil" bir varlığa (spoudaios) dönüştürme rehberidir. Bu, yalnızca Anadolu'ya veya Antik Yunan'a özgü değil, tüm insanlığa hitap eden kadim ve evrensel bir bilgeliğin tezahürüdür.

Kaynakça (Örnek)

Birincil Kaynaklar (Alevi-Bektaşi):

Buyruk (Şeyh Safi Buyruğu veya İmam Cafer Buyruğu).

Birincil Kaynaklar (Antik Yunan):

Aristoteles. (Çev. 2021). Nikomakhos'a Etik. (Öncelikle bu eser üzerinden ilerlenmeli).

Platon. (Çev. 2020). Devlet (Politeia).

Platon. (Çev. 1999). Sokrates'in Savunması, Kriton. (Kriton diyaloğu, yasaya itaat etme ahlakı için önemli).

İkincil Kaynaklar (Akademik):

Ahmet Arslan. (2006). İlkçağ Felsefe Tarihi (5 Cilt). İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. (Genel çerçeve için temel kaynak).

Pierre Hadot. (Çev. 2016). Antik Felsefe Nedir?. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. (Felsefenin bir yaşam biçimi olması bağlamında).

Ioanna Kuçuradi. (2011). İnsan ve Değerleri. Türkiye Felsefe Kurumu. (Etik ve değer felsefesi bağlamında).

Karşılaştırmalı Çalışmalar İçin:

Cemal Bali Akal. (2003). İktidarın Üç Yüzü. Dost Kitabevi. (Klasik siyaset düşüncesi bağlamında).

Ömer Türker. (2013). İslam Düşüncesinin Dönüşüm Çağında Fahreddin er-Râzî. Klasik Yayınları. (İslam ve Yunan felsefesi etkileşimi bağlamında dolaylı bir kaynak).
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL