Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
61. Bölüm

Alevi-Bektaşi Geleneğinde ‘Rızalık’ Kavramının İslami İlimler (Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam) Çerçevesinde Analizi

19 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin ahlaki ve metafizik dünyasını şekillendiren temel bir kavram olan ‘rızalık’ üzerine odaklanmaktadır. Çalışmada, geleneğin merkezî metinlerinden biri kabul edilebilecek olan ve “Eline, beline, diline sahip ol” prensibiyle başlayan bir nefes, İslami ilimlerin (tefsir, hadis, fıkıh, kelam) perspektifleriyle incelenmektedir. Makale, ‘rızalık’ kavramının, sadece sosyal bir uzlaşma aracı değil, aynı zamanda ‘insan-ı kâmil’ olma yolunda bir nefs tezkiyesi (arındırma) ve metafizik bir hedef olduğu tezini işlemektedir. Metinde geçen “Allah’ı insan yarattı bakışı” gibi radikal ifadeler, kelam ve tasavvuf disiplinleri bağlamında yorumlanarak, geleneğin antroposantrik ve batıni yorumuna ışık tutulmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma, Alevi-Bektaşi ahlak anlayışının, Kur’an ve sünnetteki evrensel ilkelerle olan derin bağını ortaya koyarken, onun kendine has, pratik ve telafici (tazmin edici) yönünü de vurgulamaktadır.

Anahtar Kelimeler: Rızalık, Alevilik-Bektaşilik, İnsan-ı Kâmil, Tefsir, Fıkıh, Kelam, Nefs Tezkiyesi, Tazmin.

Giriş

Alevi-Bektaşi geleneği, İslam düşünce tarihinin en dinamik ve yorumlayıcı ekollerinden biridir. Bu gelenek, şeriatın zahiri (dışsal) kurallarından ziyade, onun batıni (içsel) ve ahlaki boyutunu merkeze alır. Bu çalışmanın konusu olan metin, söz konusu geleneğin etik, felsefi ve teolojik çerçevesini özetleyen mükemmel bir örnektir. Bu makale, metni dört ana bölümde inceleyecektir: 1) ‘Üçler Kuralı’nın Fıkhi ve Ahlaki Temelleri, 2) Sorumluluk ve Özeleştirinin Kelami ve Psikolojik Boyutu, 3) Rızalık: Tefsir, Fıkıh ve Tasavvufta Telafi ve Tazmin İlkesi, 4) ‘Allah’ı İnsan Yarattı’ İfadesinin Kelami ve Felsefi Tahlili.

1. ‘Üçler Kuralı’nın Fıkhi ve Ahlaki Temelleri

Metnin temelini oluşturan “eline, beline, diline sahip ol” prensibi, İslam ahlak ve fıkhının özünü oluşturan emir ve yasaklarla doğrudan örtüşür.

Eline Sahip Olmak (Fıkıh/Hukuk Boyutu): “Koymadığını alma” emri, İslam hukukundaki (fıkıh) mülkiyet hakkının dokunulmazlığı (hırmetül-mül) ilkesinin özüdür. Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler! Karşılıklı rıza ile yaptığınız ticaret hâli müstesna, mallarınızı batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda yemeyin” (Nisa Suresi, 4:29) buyrulur. Helal kazanç vurgusu, “alınteri dökerek helal kazanç” ifadesiyle metinde doğrudan yer bulur. “Döktüğünü doldur” emri ise, fıkıhtaki ‘tazmin’ (zararı ödeme) ilkesinin ahlaki bir formülasyonudur.

Beline Sahip Olmak (Ahlak ve İffet Boyutu): “Yanlış yatakta uyuma” uyarısı, Kur’an’ın “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur” (İsra Suresi, 17:32) ayeti ve iffet üzerine sayısız hadisle paralellik gösterir.

Diline Sahip Olmak (Sosyal Ahlak Boyutu): “Görmediğini söyleme, incinsen de incitme” prensibi, Kur’an ahlakının temel taşıdır. “Yalan sözden sakının” (Hac Suresi, 22:30), “Birbirinizin gıybetini yapmayın” (Hucurat Suresi, 49:12) emirleri ve bir hadis-i şerifteki “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu kimsedir” (Buhârî, Îmân, 4-5; Müslim, Îmân, 64-65) tanımı, bu ilkenin ana kaynaklarıdır.

2. Sorumluluk ve Özeleştirinin Kelami ve Psikolojik Boyutu

Metnin “Ayağına taş dolansa suç taşta mı sende mi?” sorusu, İslam kelamındaki kader ve irade problematiğiyle doğrudan ilgilidir. Buradaki vurgu, Cebriye mezhebinin aksine, insanın fiillerinde özgür irade sahibi (ihtiyar) ve sorumlu (mükellef) olduğu yönündedir. Ayette, “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir” (Şûrâ Suresi, 42:30) denilerek benzer bir sorumluluk prensibine işaret edilir.

“Arif olan özünü yoklar / kamiller kendini yoklar / CAHİLLER kendini AKLAR” dizeleri, tasavvuftaki ‘nefs muhasebesi’ ve ‘muâsebetü’n-nefs’ (nefsi hesaba çekme) disiplininin özüdür. Hz. Ömer’in (r.a.) “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin” (Tirmizî, Kıyâme, 25) sözü bu anlayışın temel dayanağıdır. Bu, aynı zamanda ‘cahil’ tanımını da yapmaktadır: Nefsini aklayan, özeleştiriden kaçan kişi.

3. Rızalık: Tefsir, Fıkıh ve Tasavvufta Telafi ve Tazmin İlkesi

‘Rızalık’ kavramı, metnin kalbinde yer alır ve hem hukuki hem de ahlaki-tasavvufi bir boyuta sahiptir.

Fıkıh (Hukuk) Boyutu: Metindeki “tavuk” örneği, İslam hukukundaki ‘zararın izalesi’ (zararın giderilmesi) ve ‘diyet’ (tazminat) prensibinin somut bir örneğidir. Bir malı telef eden kişinin onu tazmin etmesi (‘daman’) fakihlerin ortak görüşüdür. Rıza, burada mağdurun tazminatı kabul etmesi ve hakkından vazgeçmesidir.

Tasavvuf ve Ahlak Boyutu: Rızalık, bu hukuki çerçevenin ötesine geçer. Tasavvuftaki ‘gönül kırmamak’ ve ‘kul hakkı’ yeminleriyle derin bir bağ içindedir. Bir hadiste, “Üzerinde kul hakkı olan, Allah’a kavuşmadan önce helalleşsin. Çünkü orada altının değeri olmaz” (Buhârî, Rikâk, 48) denilerek uhrevi sonuçlarına dikkat çekilir. Rızalık almak, kul hakkını ödemenin en üst seviyesidir.

‘İnsan-ı Kâmil’e Giden Yol: Metin, rızalığı bir olgunlaşma (tekâmül) merdiveni olarak sunar:

Cahil (Hayvanî Sıfat): Fiilinin farkında değildir. (Köpek metaforu).

Sûrette İnsan: Fiilinin farkındadır ama telafi etmez.

İnsan-ı Kâmil (Rızalık Yolunda Olan): Fiilinin farkındadır, tazmin eder ve rıza alır. Bu, nefsin ‘emmâre’ (kötülüğü emreden) halinden ‘mutmainne’ (huzura ermiş) haline geçişinin bir alegorisidir.

4. ‘Allah’ı İnsan Yarattı’ İfadesinin Kelami ve Felsefi Tahlili

Bu ifade, metnin en çarpıcı ve yoruma açık kısmıdır. Geleneksel kelam anlayışının (“Allah insanı yarattı”) tersine çevrilmesi, bir antroposantrik (insan-merkezli) din yorumuna işaret eder. Buradaki kasıt, Tanrı’nın varlığını inkâr etmek değil, insanın Tanrı tasavvurunun sınırlarını göstermektir.

Kelami Yorum: Bu ifade, ‘tenzih’ (Allah’ı yaratılmışlık sıfatlarından uzak tutma) prensibinin radikal bir vurgusudur. İnsan, Tanrı’yı kendi sınırlı zihni, duyguları ve kültürel kodlarıyla (‘bakışıyla’) anlamlandırır, dolayısıyla O’nu bir anlamda ‘yaratmış’ (tanımlamış, sınırlandırmış) olur. Kur’an’daki “O’na benzer hiçbir şey yoktur” (Şûrâ Suresi, 42:11) ayeti, bu sınırlandırmaya bir itirazdır.

Tasavvufi Yorum (Vahdet-i Vücut): Bu ifade, ‘aynül-yakîn’ (gözle görürcesine bilme) mertebesinde bir idrake işaret edebilir. Sofî, Hakk’ın varlığında kendi varlığının yok olduğunu (fenâ fillah) idrak ettiğinde, geriye kalan tek ‘bakış’, Hakk’ın bakışıdır. Buradaki “yaratma” fiili, ‘tecellî’ (Allah’ın zuhuru) ve bu tecelliyi idrak eden insan-ı kâmilin rolüne bir gönderme olarak yorumlanabilir.

Sonuç

İncelenen metin, Alevi-Bektaşi geleneğinin, İslam’ın temel kaynaklarıyla sıkı bir bağ içinde olduğunu, ancak onu kendine has, pratik, içselleştirilmiş ve telafici bir ahlak sistemiyle yorumladığını göstermektedir. ‘Üçler’ kuralı, fıkıh ve ahlak ilminin özüdür. Sorumluluk bilinci, kelamdaki irade ve kader tartışmalarına pratik bir cevap niteliğindedir. ‘Rızalık’ kavramı ise, hukuki bir tazminat mekanizması olmaktan çıkıp, insanın manevi olgunlaşma yolculuğunun (seyrü sülûk) temel dinamiği haline gelir. “Allah’ı insan yarattı” ifadesi ise, bu geleneğin, dini anlayışı dogmalardan ziyade eleştirel akıl, derin bir özeleştiri ve metafizik bir idrak üzerine inşa ettiğinin güçlü bir göstergesidir. Bu nedenle, bu metin ve temsil ettiği gelenek, İslam düşünce tarihi içinde özgün ve zengin bir yere sahiptir.

Kaynakça

Temel İslami Kaynaklar:

Kur’ân-ı Kerîm. (Çeşitli ayetler; Nisa 4:29, İsra 17:32, Hucurat 49:12, Şûrâ 42:11, 30).

Buhârî, Ebû Abdillâh Muhammed b. İsmâîl. el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ. (Îmân, 4-5; Rikâk, 48).

Müslim, Ebü’l-Hüseyin Müslim b. el-Haccâc. el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ. (Îmân, 64-65).

Tirmizî, Ebû Îsâ Muhammed b. Îsâ. es-Sünen. (Kıyâme, 25).

İkincil Kaynaklar (Alevilik-Bektaşilik Üzerine):

Ocak, Ahmet Yaşar. Babailer İsyanı: Aleviliğin Tarihsel Altyapısı. Dergah Yayınları.

Melikoff, Irene. Uyur İdik Uyardılar: Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları. Demos Yayınları.

Buyruk (Şeyh Safi Buyruğu veya İmam Cafer Buyruğu). (Alevi yazılı geleneğinin ana metni).

İkincil Kaynaklar (İslam Hukuku ve Kelamı):

Öztürk, Yaşar Nuri. Kur’an’daki İslam. Yeni Boyut Yayınları. (Tefsir ve fıkıh yorumları için).

Yazır, Elmalılı M. Hamdi. Hak Dini Kur’an Dili. (Tefsir çalışması).

Cîlî, Abdülkerim. İnsan-ı Kâmil. (Çeviri). İnsan Yayınları. (Tasavvufi arka plan için).

Akademik Makaleler:

Bardakçı, Cem. "Alevi Öğretisinde Hak ve Rızalık Kavramları". Journal of Alevism-Bektashism Studies.

Yıldırım, Rıza. "Anadolu Aleviliğinin Oluşumu: İdrak-Muhasebe-Tevbe Sarmalı". İlam Araştırma Dergisi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL