Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
76. Bölüm

Alevi-Bektaşi Etik Anlayışında Rızalık: İmam Caferi Sadık, İmamı Azam Ebu Hanefi, İmam Maturidi ve Yesevi Öğretileri ile Karşılaştırmalı Bir Analiz

21 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin merkezinde yer alan "Rızalık" kavramını, İslam düşünce tarihinin dört önemli şahsiyeti—İmam Cafer-i Sadık (İmamiyye Şiası'nın fıkhi ve batıni önderi), İmam-ı Azam Ebu Hanife (Hanefi mezhebinin kurucusu), İmam Maturidi (Maturidi itikad mezhebinin kurucusu) ve Hoca Ahmed Yesevi (Türk Tasavvuf geleneğinin piri)—ışığında incelemeyi amaçlamaktadır. "Eline, beline, diline sahip ol" ilkeleriyle somutlaşan ahlaki disiplin, "Ayağına taş dolansa suç sende mi?" sorusuyla derinleşen sorumluluk bilinci ve nihayet "yıktığını yap, rızalık al" emriyle taçlanan telafi (tazmin) felsefesi, bu dört ekolün irade, akıl, amel ve niyet öğretileriyle karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır. Çalışma, Alevi-Bektaşi ahlakının, İslam'ın farklı ekollerinden beslenen ancak kendine has bir sentez oluşturan hümanist ve pratik bir sistem olduğunu savunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Alevilik, Bektaşilik, Rızalık, İmam Cafer-i Sadık, İmam-ı Azam, İmam Maturidi, Hoca Ahmed Yesevi, Karşılaştırmalı İslam Etiği.

Giriş

Alevi-Bektaşi öğretisi, İslam'ın Anadolu'daki tezahürü olarak sıklıkla "yol" veya "erkân" olarak adlandırılan bir yaşam ve inanç sistemidir. Bu sistem, katı hukuki normlardan ziyade, ahlaki olgunlaşma (insan-ı kâmil olma) ve toplumsal uyumu (rızalık) merkeze alır. Bu makale, bu öğretiyi, İslam düşüncesinin dört temel direği ile diyaloğa sokarak analiz edecektir. Her biri, irade (Ebu Hanife), akıl (Maturidi), batın ilmi (Cafer-i Sadık) ve gönül erkanı (Yesevi) vurgularıyla, Alevi-Bektaşi metninin farklı bir veçhesini aydınlatacaktır.

1. Bölüm: Ahlaki Temeller: "Üçler" ve Fıkhi/İtikadi Karşılıkları

Metnin temelini oluşturan "Eline, beline, diline sahip ol" ilkesi, hem fıkhi (hukuki) hem de ahlaki bir çerçeve sunar.

İmam-ı Azam Ebu Hanife ve İrade Özgürlüğü: Ebu Hanife, "elini yanlış cebe atma" gibi bir emrin anlamlı olabilmesi için insanın özgür iradeye (cüz'i irade) sahip olması gerektiğini savunurdu. Onun "ef'al-i ibad" (kulların fiilleri) teorisi, kulun fiillerini yaratma gücü olduğu yönündedir. Bu, "suçu taşta değil, sende ara" fikrinin kelami alt yapısını oluşturur. Kişi, hür iradesiyle kötüyü seçebildiği için sorumludur.

İmam Maturidi ve Aklın Rolü: Maturidi, iyiyi kötüden ayırt etme gücü olan aklı, vahiy gelmeden önce dahi sorumluluk için bir temel olarak görür. "Akla mantığa... yakın olana İNSAN denilir" ifadesi, doğrudan Maturidi'nin akıl vurgusuyla örtüşür. "Yanlış yatakta uyuma"nın yanlışlığını anlamak için vahiy beklemeye gerek yoktur; akıl bunu idrak edebilir.

İmam Cafer-i Sadık ve Takiyye/Batın İlmi: Caferi fıkhında, zor durumda kalındığında inancı gizleme anlamına gelen "takiyye" meşrudur. Ancak bu, "görmediğini söyleme" veya "yanlış söz söyleme" ilkesiyle çelişmez; aksine, doğruyu söylemenin hayati risk oluşturduğu durumlarda bir nefis muhafazasıdır. Bu, Alevi tarihindeki gizlilik (setriyyet) geleneği ile de paralellik gösterir. Ayrıca Cafer-i Sadık'ın batıni (içsel) ilim vurgusu, metnin derin felsefi okumalara ("incele, analiz et") yaptığı vurguyla uyumludur.

2. Bölüm: Sorumluluk ve Özeleştiri: "Arif Özünü Yoklar"

Hoca Ahmed Yesevi ve Nefis Muhasebesi: Yesevi'nin "Hikmet"lerinin merkezinde sürekli bir nefis sorgulaması ve pişmanlık (istiğfar) vardır. "Divan-ı Hikmet"te geçen "Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan / Hakikatte asîdir, neyler var ise bâtıl" dizeleri, "incinsen de incitme" ilkesiyle birebir örtüşür. Yesevi'nin "gönül erkanı", "Arifler kamiller özünü yoklar" ifadesinin Türkistan'daki yansımasıdır.

Maturidi Ekolünde Fiiller ve Sorumluluk: Maturidi, fiillerin yaratılmasında kulun kesb (kazanma, elde etme) rolü olduğunu savunur. Bu, "Ayağıma taş dolansa kendimden bilirim" ifadesinin itikadi bir karşılığıdır. Olaylar karşısında kadere sığınmak yerine, fiilin sorumluluğunu "kesbetmek" ve üstlenmek esastır.

3. Bölüm: Rızalık Yolu: Tazminat ve Telafinin Teolojik Temelleri

Metnin en özgün yanı, günah veya hatanın, ilahi affın yanı sıra maddi ve manevi olarak mağdurun rızasını alacak şekilde telafi edilmesi gerektiğidir.

İmamiyye Fıkhında Diyet ve Tazminat: İmam Cafer-i Sadık'ın fıkıh anlayışında, birine verilen zararın (cinayet, yaralama, maddi kayıp) tazmini esastır. "Döktüğünü doldur, yıktığını yap" emri, bu fıkhi kuralın ahlaki ve toplumsal bir vecibe olarak içselleştirilmiş halidir. Tavuk metaforundaki "parasını verme" eylemi, İmamiyye fıkhındaki zararın (darr) giderilmesi (izale) ilkesinin somut bir örneğidir.

Ebu Hanife ve İçtihat Ruhu: Ebu Hanife, kıyasa (analojik akıl yürütme) büyük önem verirdi. "Tavuk" örneği, klasik fıkıh kitaplarında bulunmayan bir durum olabilir. Ancak Ebu Hanife'nin içtihat ruhu, âlimin/mürşidin, "köpeğin tavuk yemesi" gibi yeni bir olayı, "zararın tazmini" (izale-i darr) prensibi ışığında çözümlemesine olanak tanır. Bu, metnin "analiz sentez çözümleme yap" çağrısının fıkhi karşılığıdır.

4. Bölüm: "Allah'ı İnsan Yarattı Bakışı" Üzerine Teolojik Bir Tartışma

Bu radikal ifade, geleneksel yaratılış anlayışını ters yüz eder.

Bir Yorum: Antropomorfizm Eleştirisi: Bu, en güçlü yorumdur. İnsanın, Tanrı'yı kendi sınırlı duyu ve zihin algısıyla şekillendirdiğine, dolayısıyla yarattığına bir göndermedir. Bu, Maturidi ve Ebu Hanife'nin Allah'ı cisimleştirmekten (tecsim) tenzih etme çabalarıyla aynı hedefe hizmet eder: Saf bir tevhid inancı. İnsan, yarattığı bu sınırlı "tanrı" imajına değil, akıl ve vicdanla ulaşabileceği Mutlak Varlık'a yönelmelidir.

Vahdet-i Vücut Yorumu ve Yesevi Bağlantısı: Bir diğer yorum, Vahdet-i Vücut (Varlığın Birliği) felsefesi ışığındadır. Hakikat tektir ve görünen tüm suretler (insan, hayvan, doğa) Onun tecellisidir. Buradan hareketle, insan "tanrıyı yaratmaz" ama "tanrının insanda tecelli ettiğini" idrak eder. Hoca Ahmed Yesevi de bu batıni geleneğin önemli bir halkasıdır. Bu yorum, ifadeyi panteist bir okumaya açık hale getirir.

Sonuç

İncelenen Alevi-Bektaşi metni, İslam düşünce geleneğinin farklı katmanlarından beslenen zengin bir etik sistem önermektedir. İmam-ı Azam'dan irade hürriyetini, İmam Maturidi'den aklın rehberliğini, İmam Cafer-i Sadık'tan batıni derinlik ve tazminat fikrini, Hoca Ahmed Yesevi'den ise gönül terbiyesi ve nefis muhasebesini alarak kendine has bir sentez oluşturur. Bu sentezin nihai hedefi, bireyi, yalnızca Allah'a karşı değil, tüm topluma ve hatta doğaya karşı sorumlu, hatasını telafi eden, rızalık ile olgunlaşan "insan-ı kâmil" mertebesine ulaştırmaktır. "Allah'ı insan yarattı" ifadesi ise, bu geleneğin dogmatik okumalara karşı çıkan, eleştirel ve hümanist karakterinin en üst düzey ifadesidir.

Kaynakça

Birincil Kaynaklar:

Buyruk (İmam Cafer Buyruğu).

Yesevi, Ahmed. Divan-ı Hikmet. (Çeşitli yayınlar).

İkincil Kaynaklar (Türkçe):

Ocak, Ahmet Yaşar. Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri. İletişim Yayınları.

İmam-ı Azam ve Hanefilik için: Köse, Saffet. İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin İtikadi Görüşleri. Rağbet Yayınları.

İmam Maturidi için: Topaloğlu, Bekir. Mâtürîdî: Hayatı, Eserleri, İslâm Düşüncesindeki Yeri. İSAM Yayınları.

İmam Cafer-i Sadık için: Can, Şefik. Hz. Ali ve İmam Cafer-i Sadık'tan Dersler. Demos Yayınları.

Karşılaştırmalı ve Felsefi Analiz için: Ata, Kelâmî. İslâm İnanç Esasları Açısından Tefsir. Fecr Yayınları. (Maturidi-Hanefi çizgide tefsir analizleri içerir).
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL