HIRSIN BEDELİ TEK SEPETLİK İFLAS
( Borsada Erken zenginlik Tuzağı)
H. TURHAL
Tek Bir Sepete Konulan Hayallerin Acı Sonu
Hüseyin (28), sabrı ve eğitimi hiçe sayan, "hızlı ve çevik olmanın" para kazandırdığına inanan genç bir İstanbullu. Gözü kara bir kararla, bankadan çektiği ...
Üçüncü Bölüm: Borç Bataklığı ve Çırpındıkça Batan Adam 1. Zehirli Döngü: İntikam Arzusu İkinci kredi çekilmiş, ilk borcun acil dumanı bastırılmıştı. Ama Hüseyin’in durumu, yanan bir binaya su yerine benzin dökmekten farksızdı. Artık finansal birikimi değil, sadece borcu vardı. O borcun her bir lirası, Hüseyin’e piyasadan alınacak bir intikam çağrısı gibi geliyordu. Kaybettiği parayı geri kazanma hırsı, mantıklı düşünme yeteneğini tamamen yok etmişti. Artık olay, ‘erken zengin olmak’tan çıkmış, ‘hayatta kalmak’ ve ‘kaybettiğini geri almak’ savaşına dönüşmüştü. "Bu kez olmayacak," dedi, titrek bir sesle. "Hata yapmayacağım." Ancak yaptığı her eylem, daha önceki hatalarının tıpatıp aynısıydı: Bir daha asla yapmayacağıma yemin ettiği o korkunç hata, yine tekrarlanacaktı: Çeşitlilik yoktu, kademeli yatırım yoktu, sadece TEK BİR HAREKET vardı. 2. Kripto Macerası ve Tek Sepet Laneti Gözünü bu kez daha hızlı, daha hareketli ve daha riskli bir alana dikti: Kripto paralar. Sosyal medyada, bir 'guru'nun sürekli övdüğü, "geleceğin parası" dediği yeni bir altcoin projesi vardı. Hatta gurunun dediğine göre bu coinin, borçları bir gecede silebilecek bir potansiyeli vardı. Hüseyin'in beyni, riski hesaplamayı çoktan bırakmıştı. Yüksek getiri vadeden her şey, onun için bir kurtuluş halatıydı. İkinci krediden kalan son paranın, tamamını bu altcoin'e yatırdı. Hesabında yedek akçe, acil durum fonu, başka bir hisse veya altın, DÖVİZ, hiçbir şey kalmamıştı. Sadece tek bir coine bağlı bir hayat çizgisi. "Bu iş bitti. Borçları kapatıyorum," diye kendi kendine söz verdi. İlk birkaç gün heyecan vericiydi. Coin, gerçekten de fırlayacak gibi duruyordu. Hüseyin, geceleri uyumuyor, sürekli grafiklere bakıyordu. Bir yandan borç taksitlerini nasıl ödeyeceğini hesaplarken, diğer yandan hayalindeki evi tasarlıyordu. 3. Çöküş ve Çırpınış Ancak piyasa, hırslı ve bilgisiz oyuncuları affetmezdi. O 'guru'nun projesi, aslında bir "pump-and-dump" (şişir ve sat) düzeneğinden farksızdı. Büyük oyuncular, coini yeterince şişirdikten sonra, Hüseyin gibi küçük yatırımcılar en yüksek fiyattan alım yaparken, paralarını çekip piyasadan kayboldular. Hüseyin’in aldığı coinin değeri, saatler içinde %90'ın üzerinde düştü. Ekrandaki yeşil rakamlar, yerini kırmızı bir kan gölüne bırakmıştı. Gözleri, monitördeki o anlamsız düşüşü izlerken donup kalmıştı. Ne yapacağını bilemiyordu. Satıp zararı sineye çekse, elinde borcunun faizini bile ödeyemeyecek bir miktar kalacaktı. Beklese, coinin tamamen sıfırlanma riski vardı. Çırpındıkça batıyordu. Satmadı. O, kaybını kabul edemedi. Bu kararsızlık ve duygusal bağ, hayatının en büyük son yanlış kararıydı. Üç gün sonra proje tamamen çöktü. Hüseyin'in hesabı, artık sadece bir geçmişi gösteriyordu: Kocaman bir sıfırı. 4. Sonun Soğuk Gerçeği Hüseyin, sandalyesine yığıldı. Vücudundan soğuk bir ter boşaldı. Artık ne birikimi, ne kârı, ne de geleceği vardı. Sadece boyunu aşan, iki farklı bankadan çekilmiş ve faizlerle şişmiş devasa bir borç. İlk borcu kapatmak için aldığı ikinci borcun kendisi de batmıştı. Kapıya gelen telefonlar artık banka temsilcilerinden değil, yasal takipçilerden geliyordu. Gelen zarflar daha resmi, daha soğuktu. İcra İhtarnamesi. O an anladı. Battığını. Hem de sadece şanssızlıktan değil, bizzat kendi elleriyle. Finansal okuryazarlık, ekonomi haberleri, kitaplar... Hepsini küçümsemişti. Kademe, sabır, çeşitlilik... Hepsini reddetmişti. Tek bir sepete bütün yumurtalarını koymuştu. Çırpınışları, onu kurtarmamış, bataklığı daha da sıkılaştırmıştı. Hüseyin, elindeki soğuk kâğıda baktı. Bütün hayatının özeti oradaydı: İFLAS. Gözleri doldu, boğazına kocaman bir yumruk oturdu. Bu acı, borsadaki ani düşüşten ya da bir hissenin tavan yapmamasından kaynaklanmıyordu. Bu acı, kaybettiği her şeyin ağırlığıydı. Şimdi yapacak tek bir şeyi kalmıştı: Gerçeği kabullenmek ve hayatının bu en dibindeki anından, sıfırdan nasıl başlayacağını düşünmek... Eğer başlayabilirse.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.