Sabret Gönlüm, Sabret Yüreğim
Sabret gönlüm, sabret yüreğim...
Geleceğin, geçmişinden daha güzel olacağına inanarak sabret.
Her şeyin hakikatine rücu edeceğini bilerek dua et, inan.
Unutma: Herkes özüne iltica eder.

İyiler iyileri çeker,
Kötüler de kötüleri...
Sen safını belirle,
Yolunda dosdoğru ilerlemeye devam et.
Yolunun rehberlerine uy, onları takip et.
Sakın sapma yolundan!

Yolculuk boyunca, elbet karşına bir güneş doğacaktır, unutma.
Hem unutma: Yağan yağmurlar,
Doğacak olan gökkuşağının habercileridir.

Umut güvercinlerini hatırla,
Gönlündeki hüzünleri dağıt.
Huzur serpiştir gönlünün engin dağlarına...
Ve yaslan onlara.
Seyret gönül dağlarını,
Yine gönül pencerenden...

Bak, neler anlatıyor seher vakti öten bülbüller...
Dert mi, aşk mı, ihtiyaç mı —
Nedir onları gece gündüz öttüren?

Peki ya sen gönlüm?
Sen ne zaman "Allah" dedin en son?
Gel gönlüm, Allah diyelim seninle.
Seni yoktan var eden,
Ve sonra yine beden kafesinden ebedî cennet bahçelerine çağıracak olan
Rabbini hatırla, zikret.
Unutma: O’ndan geldik, dönüşümüz yine O’nadır.

Nasıl yaşarsak, öyle ölürüz;
Öyle de haşrolunacağız.
Kişi, sevdiğiyle beraberdir.

Sonsuzluk diyarında ayrılıklar yok,
Dertler yok,
Kederler yok,
Hastalıklar yok...
Sadece huzur var,
Mutluluk var,
Nûr var...

Cemâlullah’ın huzurunda,
Biz dolunay tutkunlarının yaşayacağı hazzı hatırla...

Ve sus...
Sabret...
Dayan gönlüm, dayan!
Unutma:
Bu dünya geçici,
Ahiret âlemi ebedî...
Sus...
Az daha sabır...
Az daha...