Bazen insan konuşmaz; ama sessizliği, kendi içinde çığlıklarla doludur. Ben sessiz kaldığımda, düşüncelerim bağırıyordu. Kalbim dövünüyordu. Ama dudaklarım kelimeleri bırakmıyordu. Sessizlik, bir erkeğin en derin diliymiş meğer. Çünkü söz, çoğu zaman yanıltır. Ama sessizlik, her zaman gerçeği fısıldar: Sevgi, korku, özlem, kırgınlık… Hepsi sessizliğin içinde konuşur. Ben sessizliğimi korudum yıllarca. Çünkü konuşmak, göstermek, açmak bazen en büyük kırılganlık demekti. Ama bir gün fark ettim ki sessizlik yalnızca saklamak değilmiş. Sessizlik, anlamayı bekleyen bir kapıymış. Ve ben o kapıyı açtığımda, kendi içimdeki tüm duyguları anlamaya başladım. Sessizlik bana öğretti: Dinlemek, anlatmaktan daha derin bir bağdır. Görmek, söylemekten daha çok hakikati taşır. Ve beklemek, acele etmekten daha güçlüdür. Ben sessizliğiyle konuşan bir dünyada büyüdüm. Her sessizlik bir cümle, her durak bir şiir, her bakış bir hikâyeydi. Ve ben, sessizliğin dilini öğrenince insanları değil, kendimi dinlemeyi öğrendim. Artık biliyorum: Sessizlik, korkaklık değil; sevgi ve cesaretin en derin halidir. Ve ben sessizliğimle hem kendimi hem aşkı öğrendim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.