İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
AŞK ACISI Roman Hüseyin TURHAL
Elinizdeki bu kitap, yalnızca iki gencin imkânsız aşk hikâyesi değil; aynı zamanda Adıyaman coğrafyasının ağır, gelenekle yoğrulmuş ruhunu ve bu ruhun genç kalpler üzerindeki yıkıcı etkisini anlatan b...
16. Bölüm

XIII. Bölüm: Son Yalvarış

11 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Yer: Eşref Amca'nın Tamirhanesi - Gizli Oda

Tamirhanenin içinden gelen sesler, küçük odaya kadar ulaşıyordu. Metal sesleri, ağır botların zemini gıcırdatması ve Eşref Amca'nın yüksek sesle konuştuğu anlaşılmayan cümleler... İlyas Ağa’nın adamları gelmişti.
"Yakalandık," diye fısıldadı Ahmet. Elinde annesinin verdiği paslı tabanca titriyordu. "Eşref Amca ne kadar oyalayabilir bilmiyorum. Arka kapıdan çıkmalıyız Zeynep!"
Zeynep, tamirhanenin karanlık ofisinde, gözleri duvardaki eski çevirmeli telefona takılmıştı. Bütün hayatı boyunca amcasının gölgesinde yaşamış olan babası... Belki de bu son nefes, bu son çığlık, onun vicdanını harekete geçirirdi.
"Bir saniye Ahmet," dedi Zeynep, sesi sakin ama kararlıydı. "Bir şey yapmalıyım."
Ahmet şaşkınlıkla ona bakarken, Zeynep hızla telefonu aldı ve köydeki evlerinin numarasını çevirdi. Dışarıdaki gürültü artarken, hat diğer uçta çalıyordu.
Telefonu açan, Zeynep'in Babası Mehmet Bey'di.
"Alo... Kimsiniz?" Mehmet Bey'in sesi yorgun ve endişeliydi.
"Baba! Benim, Zeynep!"
Mehmet Bey'in sesi, şokla havaya karıştı. "Zeynep! Neredesin kızım sen? Bütün köy seni arıyor! Amcan yemin etti seni bulmaya!"
Zeynep, gözyaşlarına boğulmamak için kendini zor tuttu. Gözyaşları, bu aramanın anlamını azaltacaktı.
"Baba, beni dinle. Ben iyiyim. Ahmet'le birlikteyiz ve biz birbirimizi seviyoruz. Bizi zorla ayırmak istiyorlar. Babacığım, sen onlara karşı çıkmalısın. Benim babam İlyas Ağa değil, sensin. Lütfen, beni o Kadir'e teslim etme. O, benim kocam olamaz!"
Dışarıdan cam kırılma sesi geldi. Eşref Amca, içeridekilere direniyordu.
Mehmet Bey, telefonda nefes alamıyordu. Yıllardır İlyas Ağa'nın baskısı altında yaşamış biri için bu, dağları yerinden oynatmak demekti.
"Zeynep... Kızım... Ben... Ben ne yapabilirim? İlyas'ın sözü kanun burada! Bırakıp geri gelin. Bırakın bu işi. Gelirseniz kimseye zarar vermez."
"Hayır, Baba! Yalan söylüyorlar! Gidersek bizi ayıracaklar. Onlar seni korkuttu Baba! Ama ben senin kızınım! Korkak olma! Bizi kurtar!" diye yalvardı Zeynep.
Tam o sırada, odanın kapısı şiddetle yumruklandı. Dışarıdan Kadir'in sesi duyuldu: "Eşref Amca! O itleri teslim et yoksa burayı yakarız!"
Ahmet, hızla Zeynep'in yanına koştu. "Kapat! Gitmemiz lazım!"
Zeynep, son bir umutsuzlukla telefona sarıldı. "Baba... Bizi Adana'da buldular. Amcamın adamları burayı basıyor. Bu son konuşmamız olabilir. Ben Ahmet'i seviyorum. Bunu unutma!"
Mehmet Bey, diğer uçta sadece çaresiz bir inilti çıkarabildi. "Zeynep... Kızım..."
Zeynep, telefonu masaya bıraktı. Artık babasından bir medet ummayacaktı. Kararını vermişti: Kaçacaktı, hayatta kalacaktı.
Ahmet, Zeynep'i kolundan tuttu. "Hadi! Eşref Amca'nın gösterdiği yerden!"
Ahmet, tabancayı göğsüne bastırarak, gizli ofisin arkasındaki tavan penceresine tırmanmaya başladı. Dışarıdaki çatışma sesleri tamirhaneyi doldurmuştu.
Eşref Amca, kapının önünde, elinde büyük bir İngiliz anahtarıyla Kadir ve iki adama karşı duruyordu.
"Gitmeyin bu yoldan çocuklar!" diye bağırıyordu Eşref Amca, her darbeden sonra zorlanarak. "Bırakın, ben hallederim!"
Ahmet ve Zeynep, tavan penceresinden sessizce sanayi sitesinin çatısına çıktılar. Gecenin karanlığı ve Adana'nın karmaşası, onların tek şansıydı.
Tam o anda, kapı zorlandı ve içeri giren Kadir, Eşref Amca'yı yere serdi. Odanın içindeki boş çevirmeli telefonu gördü ve anladı.
Kadir, odaya baktı. "Kaçmışlar! Damdan kaçıyorlar! Peşlerinden! İlyas Ağa, o kız benim olacak!"
Ahmet ve Zeynep, sanayi sitesinin dikenli tellerle çevrili, paslı çatılarında, Adana'nın gökyüzünün altında son bir kez daha kaçıyorlardı. Artık son bölümde, ya kaçmayı başaracaklar ya da Aşk Acısı yazılacaktı.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL