tül gibi yaðdý kar aðlayýþ gibi
bir þubat anýsý ve mavi bere
hançerler kuþanmýþ bir bakýþ gibi
gözlerim düþüyor ak mermerlere
tül gibi yaðdý kar aðlayýþ gibi
Âh o mine’l aþk ki sadece ölüm
gözlerim dalýnca seni görünce
içime düþüyor sisten bir düðüm
bir karadul gelip zehri örünce
Âh o mine’l aþk ki sadece ölüm
bulutlar geliyor, gidiyor bulut
bulutlar bir çiçek bir düþ oluyor
dumanlý bir daðýn düþüyor baþý
Bulutlar yaralý bir kuþ oluyor
Bulutlar geliyor, gidiyor bulut…
O vakit sarýnca akþam ý efkâr
dudaklar fecr ile duaya durur
Ruhumda bembeyaz ve gri bir kar
çýðlýklardan iner þafaðý vurur
O vakit sarýnca akþam ý efkâr…
bir oda dört kiþi ve hatýralar
sarýyor ruhumu yine bu gece
o kýþlar, pencere ve yaðan karlar
sisten çýngýraklar eþsiz bir ece
bir oda, dört kiþi ve hatýralar
mahþerden çok ateþ getirdi yýllar
düþünce kederler dapdar kuyuya
ayrýlýk, yalnýzlýk bir de hicran var
bu gece anlatsam derdimi ay a
mahþerden çok ateþ getirdi yýllar
kediler doluyor külden hayale
mavi bir topraða düþen kediler
içimde ateþten kavi bir hâle
biz demi yaþardýk sizle dediler
kediler doluyor külden hayale
þarkýlar düþüyor karda þarkýlar
þarkýlar bir ah dan elemdir þimdi
bu þehirde sisler ve çýngýraklar
þarkýlar neþemdir, çilemdir þimdi
þarkýlar düþüyor karda þarkýlar
sisler asla örtmez hakikatleri
gülbenk sunan bir el kalbimden tuttu
gülüþler getiren hüzün atlarý
rüzgara kapýlýp bizi unuttu
sisler asla örtmez hakikatleri
tül gibi yaðdý kar aðlayýþ gibi
bir el yana düþtü,bir baþ masaya
o son elbiseyi baðlayýþ gibi
kol bir yana düþtü göz-yaþ topraða
tül gibi yaðdý kar aðlayýþ gibi…
Ayþegül Aþkým Karagöz