hava çok soğuk üşüyorum.
AGRA
hava çok soğuk üşüyorum.
1-
hava çok soðuk ve sanki gökyüzünden
ayazýn kaskatý kestiði mermiler iniyor yeryüzüne.
nereden yürümeliyim bilmiyorum,
nereden bakmalýyým hayata hiçbir bilgim yok ama
bilgilerin de hayaller gibi sýnýrsýzlýðý ifade ettiðini biliyorum
lakin þu bu bulmaca kutusunun þifresi öyle garip ki
bildiðimizi unutuyoruz,bildiðimize bakýn ’yok’ diyoruz
neden biliyor musunuz?
yürürken her an ben gibi hayallerim de vurulabilir çünkü
bir sarýþýna bakarken içim geçiyor ama birdenbire ayýlabiliyorum da
çünkü ayazýn kokusunu taþýyan bir mermi
bir adým benden daha hýzlý geçiyor hep
yani bir adým daha atsam
þu an bu þiiri de yazmayacaðým belkide.
hayat Cem Karaca’nýn þarkýsýndaki gibi ne garip
düþlerin bile özgürlüðü yok korkunun içinde,
soluduðumuz havayý bile içimize tedirgin çekiyoruz,
birine bakarken,birine selam verirken
ya da bir sevgili ile el ele tutuþup gezerken
ya da bir kadýnla sabaha kadar seviþirken
hiç de rahat deðiliz.
her an vurulma ve sekip düþme ihtimalimiz çok daha güçlü.
gökyüzünde pimi çekilmiþ aþaðýlýk bir þiddet dürtüsü var,
sýnýrlarýn çýkar denen tuzaklarla bubinlendiði
ve bir dünya savaþýnýn yüz on iki acil ambulans sireni gibi
çalýnýp dururken kuzgunileþen bir yeryüzünde
düþlerim nasýl ayýk yaþayabilsin
ya da kendimden nasýl geçeyim
bir sarýþýn kýza bakarken.
2--
tebessümle uyandýðým bir sabahýn seheri
havayý içime içime çekerek iniyorum sokaklara
ruhumun her köþesinde güneþ ýþýðý var sanki
salýna salýna dolanýyorum,
ve bütün bir yirmi dört saat öyle olsun diye dua ediyorum tanrýya.
oysa tanrýnýn senin hesabýndan çok kendi hesabýna düþkün olduðunu da biliyorum,
bunu bile bile yine de dua ediyorum.
çünkü içimizde ölmeyen bir umudun düþü saklý
ve mutluluðun tablosu avuçlarýmýzýn ayasýndan sanki bakýyor hayata
hepimiz özledik bu tablonun parlaklýðýný
ve siz günde kaç defa avuçlarýnýza bakýyorsunuz?
bilmiyorum sizi ama ben Nazi mülteci kampýnda
esir alýnan bir yahu dinin ölümü hissettiði kadar
avuçlarýmýn ayasýna bakýyorum.
sabahýn seher vakti salýna salýna yürürken
bu düþler içimi öyle serinletiyor ki
bildiðiniz gibi deðil,
hani bir kadýný...
anlýyorsunuz deðil mi beni.
bu kadar kendime ayýðým.
kendime ayýðým derken mutluyum
ama bu anýn kýsa süreceðini de tahmin etmiyor deðilim.
çünkü biraz sonra bubinlenen tuzaklar koparýyor gürültü
parisin orta göbeðinde vuruluyor birileri,
bir metro istasyonunda bomba paniði,
iki metrelik salaþ bir botun içinde mülteci cesetleri,
ajanslarda karanlýk satýrlar
ve kimin aðzýný açsan
bir çýðlýk koparýyor,
bir çocuk derken iki çocuk
ve çocuklar öksüz büyümek zorunda kalýyor bu dünyada.
þimdi diyorum da hangi seher mutluluðum baki kalacak
endiþelerim de hepten yok olacak.
bildiðim hiçbir cevap,okuduðum hiçbir kitap
yarama derman olmuyor.
her þeyin çaresiz kaldýðý
ve hangi zýrhý üzerimize geçirirsek geçirelim
üþüdüðümüz bir hayatýn senaryosuyla karþý karþýyayýz.
ne zaman ne olur
ve ne zaman ölürüz...
tanrý bu havalarý çok sever.
öyle kolay ölüm yok diyor biraz da sýrýtarak,
biraz da baþýný öne arakaya sallayarak.
þimdi caným çok daha sýkýlýyor
hava çok soðuk,korkuyorum çünkü.
2016 ocak.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.