bizim bir adýmýz var künyemizde kambur içimizde kuyu anýldýðýnda zemheriyi bahara üzümü þaraba çeviren hafif kýsa boylu herkese sevimli bir hikayeyi anýmsatan bir ad an gelip tarihin tozlu sayfalarýna dipnot diye düþülen...
teneþir kokusundan tebeþir tozundan leylak yahut papatya yarasýndan fýþkýrýp kadim kelamlarýn çok ötesinden yüreðinize mýh gibi çakýlabilir o an sardunyalar pencerelerden yollara eðilir yaranýz kabuk tutar ve üveyikler sürüyle geçer üstünüzden...
bizim bir ýslýðýmýz bir de ýssýzlýðýmýz var suyu ayaklarý sanan nilüferlere çiði gözleri sanan þebnemlere dokunup ellerimizi antetli kaðýtlara tutuþturan hafifliðini sözün aðýrlýðýný hüznün uçurumlarýna salan...
bir de gözlerimiz var dalgýn daðlarýn sisine bakýp yarin bakýþýnda bir ceylan duruþu bir filinta salýnýþý gözbebeklerinde en yaman kokular arayan biraz daha anlatsam daðlarýnýz ýrmaklara taþar parmak uçlarýnýz yanar...
bizim bir de yaramýz var hançeremize kandan bir elif sokuludur yüreðimizde uçsuz bucaksýz bir yiv gözaltlarýmýzda isli bir yarým ay el eleyiz kol kolayýz baðýr baðýrayýz gam içindeyiz dert içinde derindeyiz ama birbirimizi duymuyoruz aþký onaylayan sözcüklerin öptüðü bir cetvelle tarihe koyu çizgiler atýyoruz durmadan biraz daha aydýnlansýn diye dünya budur tek derdimiz...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Rampaların Ustası Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.