Gece olduðu vakit... içimde bir yetim uyanýr kömür bakýþlarýný tutuþtururum sinemin can evinde saçlarýný tel tel okþasam avuçlarým yanar
gece olunca zaman uykuya yatar saatler sol yanýma çakar çivisini yorgunluðum dile gelir ayaklarýmýn yýllanmýþ nasýrlarý sýzlar bir heyelan yüklenir bedenime hayalin karþýma çýkar
gece olunca alaz mevsimler toplaþýr baþýma kuru bir aðacým ben içimde bir kurt ciðerimdeki yarayý deþer gece olunca yusuf kuyusundan suskunca seslenir yakup gönül gözüyle yusuf’u na serzenir düþerim sahipsiz kervanlar ardýna yalýn ayak
gece olunca hýzýr seyahate çýkar bir molla kasým gelir Yunusu mahide bulur kimsesizler yurdunda geçmiþin bir çocuðu aðlar
gece olunca meydanda alkýþlarla bir meçhul sallanýr olmuþ bitmiþlere gelir hayat körler saðýrlarý aðýrlar sessiz çýðlýklar feryat figan düþlerden düþer
gece olunca arka mahallemdeki barýnaklar yýkýlýp üstüme devrilir her saniye sokaklarda kirli bir günah acýyla kývranýr kavgalar uyduruktan ýslýklý bir kabadayý bakýþa teslim olur duvarlara aþiflenir gizli sevdalar okla vurulur kalpler bayatlayan anýlar takýlýr peþine gölgesi topal