Ipýssýz daðlarda, gözlerden ýrak
Beyazlar içinde bir gelin iner...
Bir içim su gibi; billur ve berrak
Zirveler þenlenir, karanlýk diner.
Þuâlar uzanýr, öper aþk ile
Ýnciye dönüþen kuru kar ýþýr
Keþke zaman dursa; lâkin, nafile
Sürmez bu mutluluk, bir sene bile
Bahar kýskanýpta basýnca zile
Âkýbet bellidir; yakar...kavurur
Bahtý kara gelin kendini vurur
Akar, ak kanlarý, sele karýþýr...
O yüzden gamlýdýr bütün bülbüller
En yaslý, dumanlý, dað baþlarýdýr...
Açan gelincikler, kýrmýzý güller
Topraðýn dinmeyen gözyaþlarýdýr.
Her bahar geldikçe hüzün öyle ki
Kýraç tepelere karanlýk yaðar.
Birkaç gün...birkaç ay...yýl olsa ne ki
Güneþe sorarsan, kar, anlýk yaðar.
Sarýnca her yaný tarifsiz hüzün
Tabiat edeple söze karýþýr...
Der ki; þayet gönlü olursa yazýn
Tutmayýz mâtemin ömrünü uzun
Herþeyi Yaratan verirse izin
Hazan yapraklarý yere savurur
Bulutlar yeniden kýyama durur...
Ve yer gök, yeni bir, aþkla tanýþýr.
Bilmez ki her vuslat hicrâna gebe
Ne baharlar sonsuz, ne yaz, ne kýþlar
Zoraki bir oyun; bitmez körebe
Hasret bittiði an, ayrýlýk baþlar...
Destanlar yazsa da Kerem’le Aslý
Dillere düþse de karasevda’sý
Aþkýn tarihinin gerçekte aslý
Güneþin, -ölümsüz- ,kar’a sevdasý.
Mecit AKTÜRK