yine de insanýn peþinde rüzgar
yaþamaktan kenara çekildiðinde biri birbirinden göze geçiyor
ince bir tülün dehasa duygularýnda
buhar lekeli bir gökyüzü mutsuzluðu
ipim ýslak, deniyorum asi sözcükleri boðmayý
kendimden çýkarýrsam çok bir þey sevmek
çarpa çarpa yürümekten olsa gerek, aðzým kan kuyusu
bu yoksunluðun þehveti hiçbir aynada belirmez
dahasý bir vahiy bekleyenler yanýnda kabuldür akþam üzeri meþru sýfatlar
kara, kapkara ve yaradan çocuklar da ürkütmüyor deðil
öylesine hazýrlýklý deðilim
yýkýlýp gidecekler, binalar arasýnda bir umut dileniyorum gözlerimle
koyun koyunayýz gökyüzüyle
içini açmaktan bu kýrgýn týný
ne deniz ne bir dað manzarasý bozar þu fiyakalý kederi
artýk katmerli o yaralar
dikiþ hep patlar
evet isyan içimde marþlar eksiltir mermilere
kasýklarýmda pisuvar duasý
güneþten daha sýcak avuçlarý
paletlerin içinde bahtiyar bir dölü özgürlüðün
bir ekmeði tam ortasýndan koparýp yeriz de
kavruktur omzunun pamuðu akþamlarý
hantal aðzýndaki þarký
senin kollarýn var, bu meydana bakar
ne inat çocuklarýn aðlayýþlarý
hangi aðrýdan geri durursun
sonra hangi parkýn içinde ölü bebek hüznüdür sonbahar gülü
hýrpan edilir dizlerinde ömür
büyüktür leyla gözlerin
þu diyar da boyasýz kayýk seferi
saçlar bir o kadar dalgalý
akþam olunca biraz da sessizlik, göbeðime oturur o aðrý
yýkýlýrsa omzum topyekün girerir içeri
benzin genzimi yakabilir de
kaç borandan geriye taþýyabileceði karýnca kalýr topraðýn
yýllardýr ayný çocuklarýn halka býkkýn bakýþlarý
benim dik baþým da olsaydý, kýrmýzý kesilseydi kaþlarýmdan bir martý
çýlgýn bir utangýç uçardý közlere yelleyip
köpüren denizi öpen ilk bilge sesi
gülgeç pis bir suyun içine düþerdi ayaklarým
bir oda var
odanýn içinde bir lamba
lambanýn etrafýnda iki sinek
biri diþi biri erkek
lamba altýnda bir ürkek beden
gene de daha çok biliyorum
sözümü kesmeseler
ayaklarýma týrmanýp tutsa göðü
dudaklarýný öpmeseler
bir de kýrmasýnlar ellerini
þimdi gebersem adem türkçesiz
hakikat ali bahçesinde
leyla elleri kýnalý mutsuz