MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Orta Okul Anıları / Heybe
İbrahim Çelikli.

Orta Okul Anıları / Heybe



öðle paydosunda;
kimle gönderdi anam azýðýmý
yoklardým, bir-kaç dükkaný
yanýþýndan tanýrdým heybemizi,
boþ gözünü ikiye katlar önüme alýr,
sýrtlardým haftalýk azýðýmý

azýðým yedi güne on yufka
Ümmü Teyzemden deri peyniri
harçlýk bir-kaç haftada bir
ikibuçuk lira
gönlü olup verecekte
arada bir Ebemden dört yumurta,
ilk yýl Mustafa Abi’yle kaldýk evde
ev dediðim bir kiralýk oda
adambaþý on lira kira

pencerenin birinin bir köþesinde
kitaplarým
diðerinde bulaþýk yýkardým
yorganý üstüme çekip ders çalýþýrdým
üzerimde elbiselerim, çorabým,
çalýsýz odunu tutuþturamazdým
ne sobasý yanan tanýdýðým,
ne yakýnlarda bir köylüm, arkadaþým
ne de birinin sobasýndan ýsýndým

on yaþýnda bir köy çocuðu
elbiselerimle uyuyakaldýðým olurdu
soðuk; ýbrýktaki suyu dondururdu
eski hayvan pazarýnda
pembe yada mavi naylon topla
top oynardýk mahalle çocuklarýyla,

kimi benden yaþça büyük, kimi irice
ben kaleciliði de beceremeyince
ilk gelen oyuna dahil edilirdi
bana da "-ufaklýk dýþarý" denirdi.











yazýlýda kopya vermediðime kýzanlar vardý
Ayþe, Gülþen, Nuray, Gönül
sýnýfýmýzýn kýzlarý
Ramazan, Halil Ýbrahim, Molla ve Mustafa
I-B deki bazý arkadaþlarým
Imaðýn Recep’le ayný sýrada otururduk ikimiz
Nedim Yürekli müdür,
coðrafyacý Halis Baþ baþmüdür muavini
Gülnihal haným Türkçeci
Özdemir Öztürk matemetik
Ýsmet Týraþ alamanca öðretmenimiz

"-was is das" derdi hoca, almanca dersinde
"-das!" "-is!" "die!" "-lampe" diye
sýnýfça baðýrýdýk var gücümüzle
yüz kere yazmamýz gerekirdi her satýrý
bilmezdik anlamýný
doot komt tugut e geyt in di þule•

sanki almancadan baþka ders yoktu,
ya a baþka ders çalýþmak
günde 24 saatten fazla zaman
biraz da cesaret ister
top oynayanlarý seyrederken bile
elimizde almanca kitabý olurdu nedense
hatta bir defasýnda gecenin üçünde
öðretmenin evine gitmiþim,
bende saat ne gezer.

böylece “zalým” denilen Hocanýn gözüne girdim
ilk dönem bütün notlarým altýydý,
ikinci dönem daha da yükselttim
Halis Baþ, Basmacýnýn oðlu Arif aðabeyle
3/D sýnýfýna çaðýrttýrdý
örnekler vererek saydým
isim tamlamalarýný,
“okulun bahçe kapýsýnýn anahtarý”














her derse ayrý öðretmen geliyordu
ve hepsi illa kendi dersini istiyordu
Ýskitlerin, Hunlarýn din ve inanýþlarý
kendi ailemizin dininden daha kutsaldý
Gýlgamýþ Destaný, Hammurabi Kanunlarý
Dolmen taþ masa, Mezopotamya
bizi çok ilgilendiriyordu

Frigyalýlar, Lidyalýlar, Ýyonyalýlar
savaþlar, barýþlar, antlaþmalar
açýlar, mercekler, genleþme katsayýlarý, özgül aðýrlýklar
debi, rejim, gel-git, büyük-küçük dolaþýmlar
mitoz-amitoz bölünme,
terliksi ve tek hücreli diðer hayvanlar
hayatta ne iþimize yarayacaklar

“spor”un ne olduðunu sormuþtu
beden eðitimi öðretmeni
kimi “top”,
kimi “futbol”,
kimi “maç” dedi
kimi “antýraman”,
kimi de “Fenerbahçe”

müzikten sözlüye kalktý Terzilerli Nami (Karataþ)
gözleri sol elindeki porteli uzunlamasýna defterde,
güya notalarý okuyordu
sað elini aþaðý yukarý sallarken,
sanýrým herkesin kafadan attýðýný sanýyordu
“-doo, mee, muuu” dedi

beyaz önlüklü Özdemir Öztürk matematik öðretmeni
ellerinde devamlý pergel-gönye iletki
derse girer-girmez herkesi kontrol ederdi
ders bitene kadar sað elinde tebeþir
sað eli tebeþir rengi
sanki sað omzu diðerinden daha yüksekti
yaz tatillerinde bile Yalvaç’tan gitmezdi
Sakarya Ozanlar Lisesine tayin edildi













Çukurovalý Þencan Güler; coðrafya dersine girerdi
Gelibolu’da yapmýþ askerliðini
subay elbiseli niþan fotoðraflarýný gösterirdi
ve konu nerden baþlarsa baþlasýn
illâ “evlenme vaadiyle kýzlýk bozmaya” gelirdi
(ders coðrafya, yurtdaþlýk bilgisi deðil ki
hem öyle bile olsa,
böylesi bir iþe kim-neden kalksýn
on onbir yaþýndaydýk daha!)
“üç yýldan baþlar” diye öðüt verirdi,
cezasý katlanýrmýþ olursa kastýn

haa birde 6136 Sayýlý kanuna muhalefet!
edersen devlet memurluðuna veda et
koca bir ders yýlý bu minval üzere geldi geçti
“ama onlarý mebbus yapar, siyaset”

baharda; yýlsonunun gelmesine sevilenlerden çok
arkadaþlarýndan ayrýlýðýn acýsý sardý hepimizi
ama yine de; zayýfý olanlar bile, derslerden çok
sosyal etkinliklerle ilgilenirlerdi
trampet takýmý, 19 Mayýs hareketleri
müsamere, piyes, yarýþma, tartýþmalar, karþýlaþmalar
fýkralar, taklitler, türküler þarkýlar
Celle, Þerbo, Kazayaðý, Kutu, Selami,
Kaplan, Kalem, Fýndýk, Çelebi, okulun ileri gelenleri..

benden de ufaktý Kötür(ö)nekli Hüseyin
koþuda ben en arkadaydým,
o açýk ara önde gelirdi
son hafta, son saatler türkü þarký
fýkralarla geçti
Fýndýðýn doðal (küfürlü) Nasirettin Hoca fýkrasýný
öðretmen küfrederek kesti

“ellerimde büyüttüðüm, solar iken dirilttiðim
çiçeðimi kopardýn sen, ellere verdin”

“arým balým peteðim, gülüm dalým çiçeðim
bilsemki öleceðim, yine seni seveceðim”

“sevmek korkulu rüya, yalnýzlýk büyük acý
hangi kapýyý çalsam, karþýmda buruk-acý”

“indim havuz baþýna, bir kýz çýktý karþýma
sevda nedir bilmezdim, o getirdi baþýma”
“gök yüzünde yalnýz gezen yýldýzlar
yer yüzünde sizin kadar yalnýzým”



atom numaralarý, si mgeler ezberlenirdi
Atatürk Lisesinin deney camlarý toz renkli
bir labaratuvarý
ve yýllardýr kapýsý açýlmamýþ okul kütüphanesi
alttaki salonda iki "pimpon masasý" vardý
yaþlý, saçlarý beyaz, tepesi kel, koca burunlu
"Kemal Amca"
çay ve kuru pasta satardý..
biz liseye geldiðimizde ise;
ne valeybol, ne ping-pong, ne labaratuvar
ne gezi, ne duvar gazetesi, ne kollar
ne kuru pasta
ne koca burunla Kemal amca
ne o ablalardan eser kalmýþtý
sadece yakýþýklý Mustafa’nýn “evet-hayýr” yarýþmasý
o kadar…

Ýbiþaða da bu okulun hademeliðinden emekli,
kýzý bizim köyden evli, evleri Görgü’deydi
Þafkýye Yenge hem herkese laf yetiþtirirdi
hem de torununa ninni söylerdi

"-dan dini dandini dasdana
danalar girmiþ bostana
koð bostancý danayý
yemesin lahanayý
eee eee e"

el-bebek, gül-bebek büyüdü
Mithat evlerinin neþesi
ne babasýný gördü,
ne de annesine doyabildi.
..
ne de yavrusuna
………


































DÝPNOT
yanýþ: süsleme, bezeme, motif, desen
• dort kommt Turgut er geht in die shhule : Turgut geliyor, o okula gidiyor demekmiþ
mebbus : mebus, milletvekili, parlamenter



Sevgili Öðretmenlerimin ellerinden öpüyorum.
Fotoðraf: Matematik ve Fenbilgisi Öðretmenimiz Sn Özdemir Öztürk.. Sýhhat ve afiyet diliyorum

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.