cumartesi geceleri “Çýnar Sinemasý”na giderdik. diðer günler öðretmenler týðlarlardý "Çýnar Meydaný"nýn bir köþesinde kahvehane yoðunluðunda gazoz kapaðý sesi ve “portugaall, oraletlee ik’olduu” garson gürültüsü içinde mezbelelik bir yerde akþamlarý yüksek sesli plaklar çalýnýrdý meþhur.. yeni.. Çýnar Sinemasý
suyu kesik olurdu lavabolarýn ve çok iðrenç izmarit kokardý bir gong sesiyle itiþerek içeri týkýlýnýr birbirine rabtedilmiþ sýra sandalyelerde yer kapýlýp ýslýklar çalýnýr ýþýklar söndüðünde film koptuðunda bir el feneri ibonun elinde sigara içen uyarýlýr anýnda olmadý dýþarý atýlýr yaka-paça küfrün bini bi(r) para
parolalaþýp kaçak girenler Ýboya yakalanýp dayak yiyenler çekive(r)cen golundan, ve(r)cen daya(ðý) vercen daya(ðý) hýrslanmalarý üç aþaðý beþ yukarý, birbirinin ayný konulu aðlasa da, sevinsede ayný tonlu Hülya Koçyiðit’li filmler Cüneyt Bizansý tekbaþýna fetheder tüm asker birkaç kez kýlýçtan geçer ona vuran olmaz, o herkesi döver ve Yýlmaz Güney cezasýný verir, uzun namlulu tabancayla sererdi beþini onunu ve yetiþirdi polisler ve her defasýnda “son” film biter
kahvehaneler beton kaplý bir meydaný ayrý renkli tahta sandalyelerle paylaþmýþlardý “kýraathane” idi sadece birinin adý bir diðerinin camýnda “yandým çavuþ ayraný” yazýlýydý
kitaplarý çayocaðýnýn rafýnda lise talebeleri “üniversite tavlasý” oynarlardý herkes tuttuðu tarafta nevzi alýrdý Karamemedin gavenin yan tarafýnda Burdurlularýn Ýmren lokantasý þiþman çocuklar “-buyrun abee! buyurun amcaa” diye “tas kebap vaa, biber dolmaa” yoldan geçenleri çaðýrýrlardý garsonlarýn davetleri boþuna kimse duymaz, anlamaz, kimse aldýrmazdý
meydanýn ortasýnda, "dokuz kiþinin anca kavþýrdýðý " beþ yüz küsür yýllýk olduðu söylenen Yalvaç’ýn "Koca Çýnarý" “bi(r) zamannar bi(r) dalý kopduydu da bir ölü bir-kaç yaralý varýdý onun uçu(n) çoðu uzun dallarýný budadýlardý”
Çýnar Sinemasý’nda; “Ýbo” diye, soðuk suratlý, nursuz bakýþlý biri küçük pencereli bir giþede bilet satar, kapýda biletlere bakar büfede fahiþ fiyata, külahta ayçiçek tane ile sigara satardý,
“-baþka param yok” ya da elindeki son harçlýðýný uzatýp “-olmaz mý” diyenleri biletsiz içeri alýrdý
sinemanýn yan tarafýndaki çýkýþ holünde sigara içilirdi "beþ dakika ara"larda, gong vurup, ýþýklar sönüp, film baþlandýðýnda Ýbo, koridoru arþýnlar baþtan sona, el feneriyle ikaz ederdi yerine oturmayanlarý, ayçiçeði çýtlatanlarý “-gözüyün yaþýna bakman, atarýn dýþara!” diye tehdit eder sigara içenleri
avuca gizlenerek gizlice sömürülen sigaralar “-tamam abey” diyerek söndürülürdü, o gidince olmadýk küfürler edilir Ýbo’ya kendine her nev’iden sövüldüðünü aslýnda o da çok iyi bilirdi, ama illâ bu iþi yapmalýydý biri
sahnenin her iki tarafýnda film oynarken bile yanan kýrmýzý ýþýklý levhada “sigara içmek ve kabuklu yemiþ yemek yasaktýr” yazsa da “-beþ dakka ara-bi cýðara dola” larda parolalaþanlar sinemaya kaçak girmek için karþýki sokak içinde hazýr beklermiþ çýkýþ kapýsý çaktýrmadan açýlýrmýþ bir ara birileri dalarmýþ içeri kaþla göz arasýnda Þaban Abi
“oðlum garýlar bile içiyo”diye ikramlarý geri çevirirken orta ikide zemherinin ortasý bir cumartesi öðleden sonra izmarit hasadýndaki Manarga’lý gençlerin kartondan imal iskambil oyununu seyrindeyken biz de zorla ikna edildik, vakti gelince peþine takýldýk Þaban Abinin o karanlýk ara sokakta pusuya yattýk, Üzümcü, Koreli, ben ve Imýzcýk film arasýydý sigara salonu týklým týklýmdý..
çýkýþ kapýsýna odaklandýk, çok sürmedi çýkýþ kapýsý hafifçe aralandý “süzülmenin tam zamaný” intikali Þaban abi baþlattý, Üzümcü peþinden kalktý ataða daha ilk maceramýzda Sinemacý Ýbo, Þaban Abinin yakasýna yapýþtý
“-gelin buraya” emrine, kayýtsýz-þartsýz, çaresiz itaat ettik, kýrk yýllýk asker gibi hizaya geçtik esas duruþ gösterdik baþ dik, göðüs dýþarýda karýn çekik eller yanda gayet nizami nasýl ama çaký gibi, nasýl hem de; çaký; yanýmýzda laf, solda sýfýr kalýrdý Ýbo hayatýmýza anlam kattý ani bir hareketle yüzünden ateþ çýkarttý hepimiz hissettik
öyle bir tokat aþk etti ki adam her birimize ayný anda ayný tonda ayný þiddet ve ayný açýdan
hepimiz; ayný anda! hiçbir þey olmamýþ gibi davranmaya, asla ve asla bu konuyu anmamaya kendi kendimize, hep birlikte söz verdik,
izimizin üzerine geri döndük, mahalleye arkada kalanlarý ihmal etmemek uðruna öndekiler eðlense de çarþýyý arka sokaklardan baþtan sona geçip Görgüye kadar son sürat kaçýþtýk, sanki.. Ýbo hâlâ arkamýzdaymýþ gibi artýk; bir daha yakalanmayý göze alamazdýk
ilkin atdýk kapaðý Þaban Aðabeyin kiralýk odasýna yanaðýna bastýrdý ellerini pervaza sýkýþtýrýlmýþ bir ayna parçasýnýn karþýsýndaydý aynaya bakmadý, neden sonra ilk defa tanýyamadýðýmýz bir insan sesi “barnaðý gözüme ðeldi o.. çocuðunun” dedi avuçlarýyla kapattý adamýn el izini..
aldýrmadý yaþýna-baþýna elinin tersiyle sünger çekti ne zamandýr yukarý bakarak akmasýný engellediði göz yaþlarýna teselli ettik, bakmayarak, konuþmayarak aðlamayarak.. kendine gelince, ilk fýrsatta “-ben sana bunun hesabýný sorarýn hadi ………döyüsü” dedi ne içinse güldü herhalde yapacaðý kötülük içindi
gene ana-avrat düz gitti, aklýna gelen her türde Ýbo’ya küfretti teselli kaç para atý alan Üsküdarý çoktaaan geçmiþti..
kendi evlerimize döndük hiç konuþmadan büyük ve hýzlý seri adýmlarla, birbirimizin yüzüne bakmadan içimizden ana-avrat biz de sövdük sinemacý Ýbo’ya,
içimizdeki gülme iþtahýný, daha da bir içimize attýk ýþýklarý açmadan, hiç konuþmadan yattýk senaryo hazýr, film gerçek, baþrolde Þaban bir de misafir sanatçý, sinemacý Ýbo diye biri
evine gidemedi Üzümcü neçe sonra altýma ettim valla “ulen Ýbo bunu unutma” dedi güldü güldürdü “zaten yabancý film idi seyrettiydim epey bi sinemanýn önünden geçmen ga(y)ri getireyim de sana iskambil öðreteyim” dedi. Kendi imali iskambil kaðýtlarýný getirdi “koz ötekileri alýr, As, koz dokuzluyu alamaz” dedi güya altmýþaltýyý öðretti kaðýt kardý, desteyi kesti üçer üçer daðýttý koz yatýrdý ama sabaha kadar Ýboya küfretti bana yeniliverdi iþte öyle bir Cumartesi gecesi ! ama ne geceydi…
DÝPNOT týðlamak: gizlenerek takip etmek, denetlemek, sipere çekilerek gözlemek, saklananý bulmak için saklanmak
anca : ancak kavþýrmak: kavuþturmak Eðlenmek / eylenmek : eðleþmek beklemek, durmak, oyalanmak
fotoðraf: Yalvaç’ýn Koca Çýnar’ý
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.