Susar bazen tüm kelimeler yasýndan..
...
Kelâm’sýzým kaç zamandýr,
içimi kemiriyor sakladýðým sýrlarým
hayallerim küflü
güve d’oldu sandýklarým
heryer can pazarý
her köþe kan g’ölü
aklýma sadece kitaplar düþüyor
ben kitaplara yürüyorum anne..
yeþillikti oysa bizim vadiler
hýdrellez bereketi süslerdi penceremizin önünü
begonya çiçekleri huzur
umuttu fesleðenler
sevdalar bestelenip dillerde
dostluklar incelenirdi
sýk elenip itina küpünde
inceden d’okunurdu hatýralar
þimdi
kalplerimiz kýrýk, hatýrlar bin parça
dumanýnda boðuluyoruz yaktýðýmýz türkülerin
memleket havasý genizlerde is
kara bir gün havasý dünya anne
mevsim hep matemli güz
tüm mesele adîl olmakta aslýnda,
tüm mesele kendimizde
þuursuz beyinler kukla oldukça,
dengesiz dengeler pusuda,
keskin sirkelerimiz kabýnda
eksilip, eskimekte..
hani
renksiz bir hâl alýr kimi zaman hayat
siyah olursun onca rengin içinde,
en fazla kirli bir beyaz
âh diyorum
bi çay içsek geçecek gibi herþey
düþünüyorum -hayali bile güzel-
sonra
çay içelim diyorum anne! þiir demleyip
âþklý roman yazalým savaþ günlükleri yerine..
bu memlekete þiir lazým
delimsel hallerimize kanaat,
mola versek kendimize mesela
kendi haline býraksak kendimizi bile ..
.
.. âh ben
kendini býrakýp insanlýða öykünen
yýldýzý sönmüþ ýþýksýz Zühre
düzensiz mantýðým, karmaþýk köhne
ey benim uslanma’yan ahvâlim
aðla þimdi inceden tükenmiþliðine
yan ve sükun’et
zaman zâyi
vakitlerden kýyâm’et...