Suskunluðun sürdükçe, þiirler yazacaðým sana.
Her þiirim haykýracak :
Gitme!
Yalvarýrým gülme bana
Sev!
Sýmsýcak dur yerinde
Gitme! Tut elimi yeter...
Bir bunu istedim. Yine isteyeceðim : "gitme!"
Aþýk olmak benim suçum deðil, aþk da suç deðil zaten…
Gidiyorsun, neden? Gitme iþte…
Neden sokuyoruz dünyamýza yanlýþlarý ki,
doðrularýmýzla yetinsek ya…
Bu defa doðru olaný sen yap,
Gitme!... Gitme ne olur!
Seninle savaþarak yenik düþmeye amadeyim,
ayaklarýnýn altýnda kalmaya...
Çaresiz ruhlar mezarlýðýnda, her kabir baþýnda bir aðaç,
aðaçtan aðaca zýplayarak gitti ruhlar…
Sen de öyle gittin býrakýp da beni!
Kabrinde uðuldayan tüm sesler sana aðlýyordu;
ki, puhu kuþunun sesi dillendiriyordu uðultulu aðlamalarý…
Bir kerecik dönüp de bakmadýn bile…
Yoksul çocuk ninnileri için saðýlýyordu
yoksul annelerin memelerindeki sütler;
bense bir balinanýn memelerini saðdým senin sanarak.
Ve bütün fukara sokak ressamlarý,
beni sensiz resmetmekte çuvaldan devþirme bir tuvale.
Sol yaný heba olmuþ bir gövdeyle, kalamam pek fazla
Þairin gücü yetmiyor paralanmýþ yürekleri onarmaya…
Bir sigara içemedikten sonra seninle karþýlýklý
istemiyorum kendimi sýrtlamayý...
Seni nasýl da içten sevdiðimi anlatmasýný tembih ettim her yazdýðým þiire.
Süslü sözcükler icat ettim bunun için…
Ýþte! Ruhumu salýveriyorum içimden senin ardýna,
biriktirdiðim aþk þiirlerimi sana yolluyorum...