seni ilk gördüðüm de
bir köþe baþýnda sonsuzluðu bekliyordun
bütün sevaplarýndan soyunmuþtu ruhun kendine
ve bir günahý suluyordun gözyaþlarýnla
sonbaharda dökülen gazelleri andýrýyordu gözlerin
bu yüzden belki de
hep üþüdüm
hep titredim
hiç bakamadým gözlerinin bebeklerine
bir mizah dergisinin
gülerken aðlatan kapak sayfasýydý
yüzün ve çizgilerin
çoðul yalnýzlýklar büyütüyordu ellerin geleceðine
ve özgeçmiþinin içi boþaltýlmýþtý
bana sunduðun septik cv’de…
yine biri ötekinden farklý olmayan
akþamlarýmdan birindeydim
ve Ahmet abi bas bas baðýrýyordu kulaðýmýn dibinde
“söyle sen nerdesin, ben nerde?”
nedendi bilmiyorum
o ana kadar beynimde silik olan siluet
netleþti birden
ve gözlerin bahar gibi bakýyordu sanki bu defa bana
dilsiz sözlerin bir bir geçerken içimden…
sonrasýnda hep sabahlarýmýz oldu
bir çizgi film kahramaný kadar sevimli bakýþlarýn
dev bir masalýn içine taþýrken beni
bir rüyayý yaþadýk hep gerçek tadýnda
yollarý hiç gitmedik biz
yollar bize geldi ve dayandý kapýmýza
girdi eþiðimizden içeri apansýz ve sorgusuzca
ki bu yüzdendi
hiç koþulsuz teslim oluþumuz
ellerimiz yukarda!
sadece sen bana
ve ben sana sadece…
14:30/09.02.2015/Sev_tap