“Kar kapýdaydý” derdi annem
Yoksul bir odanýn ortasýna
Ýlk düþtüðünde sesim
Sonra eklerdi:
“Aylardan, ocak ayýydý sanýrým…”
Üþümüþ müydüm, bilmem
Ne de olsa, zemheri bir geceydi
Ki zemheri gecelerin
Dini imaný olmaz
Kýþ dendi mi üþümek gelir aklýma
Hele de kara kýþ dendi mi, ayaz bir cümle
Geçip oturur yüreðimin ortasýna
Donmak
An meselesidir
Bu yüzden sevmiyorum kýþ aylarýný
En çok da, ocak ayýný
Ocak ki, baþlangýcýdýr varlýðýmýn
Ocak ki
Ölüm yýldönümüdür aþkýn
Nur içinde yatsýn
Aþk demiþken
Lâl durmanýn anlamý yok
Haykýrmak gerek düþtüðüm sessizliði
Sessizliðim ki
Anavatanýdýr alnýmdaki çizginin
Ama bir kez silmekle de bu çizgiyi
Kýyamet kopmaz
Uzatýn silgiyi bana
Uzaktan sevmelerle besledim hep
“Aç açýn halinden anlar” misali
Gözlerini yüreðime dikmiþ
Uzaklarýn aþk cümlelerini
Belki de bu yüzden çok sevdim
Tüm üþümelerime raðmen
Kuþlarýn müjdeci seslerini
Oysa aþk
Yek Tanrý korkulu odamýn
Sabaha çýkmayan hayalleriydi
Onun için sevemedim hiç
Ocaktan sonra gelen þubatýn
On dördüncü günlerini
Þimdi, daðýlalým lütfen
Perdelerini kapatmak istiyorum
Bu yorgun sahnenin
Çünkü sahnenin gerisinde
Tarihini sakladýðým bir günün
Kederi beklemekte...
Saadet Ün – 11.01.2015