ah
yýllara inat her dönüþümde Pierre Loti’ye
ben yine seni arasam
otobüsün koltuðunda unutulmuþ bir roman gibi
bir yaným hep eksik olsa, çorbamda ki tuz kadar
ben Ýstanbul olsam
sen biraz Eminönü bir nefeslik Kadýköy
Üsküdar’a giderken yakalansak yaðmura büyük bir dolu öncesi!
ýsýtsak ellerimizi sonra
Kanlýca’da kuzineli bir sobada
ya da sen kýz kulesi olsan
ben sana
deniz/aþýrý - aþýk o taþ adam galata
bir martý þiir taþýsa gagasýyla
bir vapur; simit
bir yunus evlere þenlik denizin ortasýnda
bir gülüþ aþk býraksa yanaðýna
balýk mevsimini açsak seninle Tarabya’da
sevip, okþayýp denize salsak kurtarýp aðlardan oltalardan
sarhoþ olsak iyot kokusundan bekçi olsa bu þehir
biz kaçak
sen bana
ben sana
saklasa bizi bir aþka madam Despina
üstümüze kýrk kilit vursa
ardýnda mösyö Agop
anlarlar sevdadan ne de olsa
...sarýlsak
hayal kursak baþbaþa
mum ýþýklarý dans ederken yüzümüzde
üzerine bulut cökmüþ, sisli, puslu bir masalý aralasa bir melek
bir ev
boyasý bembeyaz
kapýnýn eþiðinde pembe begonyalar
ve pencerelerinde küpeli
rüzgarda akþam sefasý biraz
iki demli çay
radyoda hýrçýn Karadeniz’in dalga sesleri
eski evler eski kadýnlar kadar güzeldir bilirim
boyalarý silinip tahtalarý dökülse de
kapýsýnda hep bir kadýn gülümser
yüzünde sadakatin çizgileri
bir Ýstanbul çýkmaz hatýrýmdan
bir de siyah beyaz resimler
HaSan
Seslendirmede bana yardýmcý olan Funda kardeþime teþekkürlerimle
(seslendirmeyi haberin olmadan düet yaptým dohtur haným)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.