gidince sen
sessiz sessiz konuþuyor zaman
artýyor ürkekliðim
bir serçe can çekiþiyor içimde
telaþlanýyor ellerim
zamanýn sabrýna býrakýyorum soluðumu
bir tutam umut asýyorum doðacak þafaklara
gözlerim mahmur bekliyorum
düþle gerçek arasý
mahpus duvarlarýný düþünüyorum
yapýþýyor ellerim
demir parmaklý kapýlarýna
gözlerim hücre zifiri
çýðlýk çýðlýk üstüne
kalýyorum dante gibi ortasýnda korkunun
anne göðsüne muhtaç
derdini anlatamayan hýrçýn bir çocuk gibiyim
gidince sen
canlanýyor beynimde kanlý tarihler
ve yakýn zaman cinayetleri
haksýz çocuk katliamlarý yapýlýyor
düþüyor en acý yanýyla
lime lime içime
ve çocuklar
hiç bir ýrka mensup olmayan
sarý saçlýsý
ela gözlüsü, esmer tenlisi
kimsenin bilmediði bir dille
yalvarýyorlar gözlerime
çýplak ayaklý çocukluðum geliyor aklýma
sýzýltýsý içime düþüyor
kardan buz tutmuþ ayak parmaklarýmýn
ve özledikçe seni
bir sokak çocuðunun açlýðý gibi
abanýyorum küflü ekmek kokusuna
sonra
dilsiz bir kelebeðin yaþama vedasý
bir kentin çöküþü gibi
buz gibi soðuk, heykel gibi kýmýltýsýz
gömülüyorum suskunluða
gitme
gidince sen
en keskin acýlar abanýyor üstüme
katre katre
gitme!
16/12/2014/ Nermin Erol.