SÜLEYMAN CAMİSİNİN GÜVERCİNLERİ...
Süleyman camisinin güvercinleri kadar bile mekanlý hissetmiyordu kendisini...
boþlukta sallanan bir deniz feneri
her geçen gemiye
denizden baþýný çýkarmýþ
göðe bakan bir yunus balýðýna
kýyýya vurmuþ deniz kabuðuna
yol gösteren
bir kendisine faydasý olmayan
cam fanus etrafýnda dönüp duran
küçük bir kelebeðin kanatlarý gibi hassas
saðýr bir melodi
kör bir resim kadar duygusuz
küçük bir çocuðun gözbebeklerinde titreþen bir damla gözyaþý kadar masum
bir þiirin gölgesine sýðýnacak kadar korkak ve ürkek bakýyordu hayata
ruhunun ellerini hep geri itiyordu
ne zaman bitecek bu oyun
içinde kör düðümler atan þu bun
en diplere çekiyordu
sararan yapraklarla güz
kirpiklerine kadar üþümüþlüðüyle kýþ çöreklenmiþti yüreðinin en derinlerine
hayallerine yaslanmak
hep zemheri soluyan nefesine az biraz can oluyordu
gözlerini kapattýðýnda tüm hüzünleri
kuþ olup uçuyordu
usulca sokuldu baþladý iç çekmeye
ahh
aðlayamam kirpiðimin ucunda donar derdim
ne yumabilirim hüzne gözlerimi
dil naçar
ne de yüreðimdekine yakýþtýrabilirim sözlerimi
volkanlar patlarken korkarým bu lavlar nasýl yakacak sinemi
velakin
avazým sus pus olur yine
yutarým sesimi
kýyametler koparken yüreðimde
susarým
dizilir boðazýma hýçkýrýklar
yutkunurum
boðum boðum olur düðümlenir nefesim
her düðümde bir kez daha bir kez daha
içime akar gözyaþlarým
boðulurum
yüreðime kýþ bastýrýyor
yaz çiçekleri hiç açmýyor niye hep bu böyle
hazan aðlýyor hep gözlerimde
bir þiir belki beni meþgul eden
hiç yazmaya cesaret edemediðim
yoksa kendime bile itiraf edemediklerim mi
susun susun artýk
beynimde koþuþturan sorular
yine sayýklamalar
kabus bu kaçýncý kabus
uyanýkken gördüðüm
azar azar tükeniyorum
ve
ýþýk hýzýnda koþuyorum ölüme
aðlamak kandýrmýyor
gökten boþalýrcasýna yaðacak bereketlere muhtaç
susuzluktan çatlamýþ yüreði
ufacýk seviniyorum
gülümsemem bir kar tanesi kadar
kocaman
üzülüyorum dedi
çýð düþer gibi fýsýldadý
geceye
yine
karanlýða yasladý yüreðini
söndüremedi
kalbine düþen ateþi
sevda türküleri ve hiç susmayan
aþk þarkýlarýna kapadý kulaklarýný
artýk
dinlemek istemiyordu
ne istiyordu
sordu kendi kendine
ben de bilmiyorum diye cevapladý sonra
heyy þiiir sen söyle
mutlu yüreklerde uçuþan mavi kelebekler
pembe mor kýrmýzý rengarenk çiçekler
dalgalarý kayalarý döven
serin sular
ey nazlý deniz sen de hadi
gökyüzü
bembeyaz bulutlar
gökkuþaðý uçan martýlar
konuþun susmayýn bir ses verin
tamam yine sustum
yine tüm avazýmý içime kustum
üþüyorum anne
kabuðun altýnda yara gibi kanýyor
nefesim
ellerim uyuþuyor
parmaklarým gevþiyor
düþüyorum
anne
ninni söyle
uyumak istiyorum
belki uyurum senin o tatlý sesinle
ve
uyanmam bir daha
uyurum sonsuza dek düþlerimin sýcaðýnda
bir beyaz bulut bir þeyler fýsýldýyor kulaðýma
gökyüzüyüm þimdi
yüreðimi maviye boyuyor bir el
uçuyorum
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.