ey ellerimin aþk tazesi
yazýp yazýp bitiremediðim efsanesi
kapýnda dönüp duran
acizliðimin emaresi…
bugün yedi Eylül
tut nefesini
kes hýçkýrýklarýný
yak yýk
daðýt odacýklarýný
dokunurken kanýma
nefretin rengi
ikinci el tezgahlarýna
kim sattý mevsimlerimi…
bugün yedi Eylül
zamansýz bir hüzün
yetmiþikibin yerinden kopartýlýyor tenim
ve tekrar tekrar
soyunuyor anýlar
karþýki evin incirli bahçesinden
koca þehir uykuda
oyunun gölgesinde
ruh çýplak
ve tedirgin
korkular salgýlýyor iri kýyým gece
ateþe düþmüþ yýldýzlar
ýslak kaldýrýmlarda ay izi
oyun bitti
indirin sahneden bizi…
ses ürkek
ve aksi
hayli yol almýþ zaman
ölümün kýyýsýnda
tenime sürtüne sürtüne aþýnmýþ yýllar
ki aþtýk
sürüne sürüne kendimizi
aþýktýk
ayný göðün altýnda
sesin tenime büründü
martýlar öldü
Eylüldü
bugün cinnet
asýn beni
bir þiirin kasvetinden
ve bir çýðlýk kopsun
Dicle Nehri’nden
Meriç’in küçük kýzý
ölümün duvaðýný kaldýrsýn
aþk yüzünden…
ey ruhumun üstadý
bugün yas
bugün sarp
bugün çetin
bugün sus
elveda þair…